Su Forumu ve propaganda...

A -
A +

Dün El Cezire televizyonunun İngilizce kanalında, Ilısu Barajı ile ilgili bir haber gün boyu dönüp durdu... Haber tahmin edilebileceği üzere, genel olarak menfi yaklaşım içinde, 55 metreye yükselecek suları ile, Ilısu Barajının tarihi Hasankeyf ilçesi ve çevresine vereceği zararları anlatıyordu. Irak'tan ve Türkiye'den de bazı kişilerin görüşlerine yer veriliyordu. Mesela DTP'li olduğu belirtilen bir vatandaş, Ilısu barajının yapılmasının yöre için bir felaket olacağını ileri sürüyordu! Anti propaganda değişmiyor. İngiltere eski Dışişleri Bakanı Robin Cook da 1999 yılında İngiliz Express Gazetesine verdiği demeçte benzer şeyleri söylüyordu: ".... Bu baraj Kürt uygarlığını yok edecektir. Türkiye Orta Doğu ülkelerini su vermemekle tehdit edecek ve Orta Doğu'da su savaşları başlayacaktır. Baraj inşaatı Kürt otonomisinin önünde bir engel oluşturacaktır..." Su Forumu'nun açılış töreni esnasında, iki yabancı katılımcı tarafından, "Riskli barajlara hayır..." pankartı açılmıştı. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, her fırsatta Türkiye'nin sulama ve enerji ihtiyacı için gerekli barajları yapmak durumunda olduğunu dile getiriyor. Bu çok yerinde ve gerekli bir açıklama. Ancak daha önce de bu köşede temas belirttiğimiz üzere, Gelişmiş ülkeler cenahında, çevreyi koruma iddiasıyla büyük barajlara karşı giderek yükselen bir muhalefet ve engelleme var. Oysa bu ülkelerde yapımı tamamlanmış yüzlerce, binlerce büyük baraj var. Uluslar arası Büyük Barajlar Komisyonu (International Commmission on Large Dams -ICOLD) verilerine göre, dünyada 47 bin 655 adet büyük baraj yapılmıştır. Bunlardan 6 bin 575 tanesi ABD'de, 4 bin 277'si Batı Avrupa Ülkelerinde (İspanya 1196 adet barajla AB içinde ilk sırada yer almaktadır. Fransa 569, Almanya 315, İngiltere 517, Norveç 315 baraja sahip ve enerji ihtiyacının neredeyse tamamını hidroelektrik santrallerinden karşılıyor), 2 bin 675 tanesi Japonyadadır. (Japonya'nın yüzölçümü 372 bin kilometrekare olup, deprem kuşağı üzerinde, volkanik bir yapıya sahiptir...) Buna karşılık bütün Afrika kıtasında yapılmış olan büyük baraj sayısı sadece 1269 tanedir!.. Türkiye'deki baraj sayısı 625 adet olup, toplam rakam içinde yüzde bir oranındadır. 46 milyon hektarlık arazi ile, Hindistan'dan sonra en fazla sulu tarımın yapıldığı Çin'deki baraj sayısı 22 bin adettir. Hindistan'da (55 milyon hektarda sulu tarım yapılıyor.) ise yapılan baraj sayısı 4 bin 291 tanedir. Prof. Özden Bilen'in çok haklı tespitine göre, şayet Batı'daki bu radikal çevrecilerin görüşüne itibar edilseydi, dünyanın hiçbir yerinde bir tek barajın yapılması mümkün olmazdı... Ancak bu cereyanların altında çok farklı politik ve ekonomik maksatlar yattığını da kimse inkar edemez. Dünyadaki su tüketiminin yüzde 69'u tarımda, yüzde 21'i endüstride, yüzde 6'sı evlerde ve yüzde 4'ü de rezervuarlarda (çoğu buharlaşarak) gerçekleşmektedir. Not: Konu hakkında geniş bilgi için bakınız: Özden Bilen; Çevre Emperyalizmi ve Ilısu Barajı, ASAM yayını, Ankara -2003.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.