Su sıkıntısı ve akan kan...

A -
A +

Orta Doğu bölgesi çerçevesinde, "Su Meselesi"ni konuştuğumuz dünkü günde, Filistin'de yine kan aktı!.. Filistin'de "İNTİFADA"yı (direniş) başlatan Hamas teşkilatının kurucusu ve lideri Şeyh Ahmet Yasin, sabah namazı için gittiği camiden çıkarken, bir İsrail helikopterinden atılan füze ile öldürüldü. Hamas'ın suikastten sonra yaptığı ilk açıklama, bundan böyle Filistin-İsrail arasında tırmanacak gerilimin açık bir işareti idi: "Şaron Cehennemin kapısını açtı..." Filistin Başbakanı Ahmet Kurei de, benzer bir açıklama yaptı ve İsrail'in kaosun kapılarını ardına kadar açtığını belirterek, bundan böyle Hamas'ın kontrol edilmesinin çok zor olduğunu söyledi. Bir önceki gün, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu beş kişiyi, ondan önceki gün de 11 vatandaşlarını kaybeden Filistinliler, Ahmet Yasin'in öldürülmesiyle tam bir öfke fırtınasına girdiler. Bu satırların yazıldığı saatlerde Gazze sokaklarında onbinlerce Filistinli nümayiş yapıyordu ve İsrail'den intikam alınacağına dair yemin ediyordu. Buna karşılık İsrail ordusu yaptığı açıklamada Ahmet Yasin'in bilinçli bir şekilde hedef seçildiğini ifade etti. Bu saldırı emrini bizzat Şaron'un verdiği biliniyor, İsrail en yüksek seviyede güvenlik alarmı vererek muhtemel saldırılara karşı Filistin topraklarından bütün giriş ve çıkışları da durdurdu. Bu olaydan sonra, İsrail-Filistin barış ihtimalinin hayli uzaklaştığını söylemek mümkün. Irak savaşı ile birlikte, Filistin meselesinin de çözümü için özel gayret göstereceklerini söyleyen Bush ve Blair'in bu gelişmeden sonra nasıl bir tavır takınacakları merak ediliyor. Ancak, şimdiye kadarki tutumlarında fazla bir değişiklik yapmaları da doğrusu beklenmiyor... Bir sene önceki suikastten hafif yaralı olarak kurtulan 66 yaşındaki Şeyh Ahmet Yasin, 1952 yılında geçirdiği bir kaza sonucu felç olarak tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştu. 1987 yılında Hamas'ı kuran Yasin, İsrail tarafından ömür boyu hapse mahkum edilmişti. Hapiste iken ciddi sağlık problemleri yaşayan Yasin, 1997 senesinde Ürdün'de suikast girişiminde bulunurken yakalanan İsrail ajanlarına karşılık salıverilmişti. Filistin direnişinin en önemli simgelerinden biri olan Ahmet Yasin'in öldürülmesine dünyadan ve Arap âleminden nasıl bir tepki verileceğini, ilerleyen saat ve günlerde göreceğiz. Ancak dağınık ve birbirlerine güveni olmayan, her biri iç ve dış baskıların altında bunalmış, koltuk endişesiyle şahsiyetli bir politika sergilemeyen Arap liderlerinin sözlü açıklamalardan öteye pek bir şey yapamayacakları da açıktır. Lafla da peynir gemisi yürümüyor zaten! Arapların bugünkü zayıf ve dağınık durumundan ve ABD'nin kayıtsız şartsız desteğinden yararlanan İsrail, her fırsatı değerlendirerek; Filistin Devleti'nin kurulmasını her geçen gün biraz daha imkansız hale getirmektedir. Bütün dünyanın gözü önünde Filistin topraklarını ilhak edecek şekilde utanç duvarını ören İsrail, hiçbir şekilde ne Birleşmiş Milletler, ne de başka bir uluslararası mekanizmanın müdahalesi ile karşılaşmamaktadır... Bakalım bu durum daha ne kadar devam edecek? Evet, Orta Doğu, dünyanın en fazla su sıkıntısı çeken bölgelerinden biridir. Ama ondan da önce en fazla kanın aktığı bir yerdir. Bölgeye özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla yapılan bütün müdahaleler de bu kanın durmasını sağlamaktan ziyade daha fazla kaos ve ölüm getirdi. Yani Orta Doğu perişan!.. Orta Doğu'da sudan çok kan akıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.