Suç ve ceza...

A -
A +

Yazının başlığına bakarak, Dostoyevski'nin "SUÇ VE CEZA" isimli romanından bahsedeceğimi düşünmeyiniz. Tatile çıkmış olanlar için romanlardan bahsetmek, belki romantik bir yaklaşım olabilir ama; gerçek hayatımızdaki suç ve cezalara şu sıralarda eğilmek daha aktüel bir yazı konusudur. Suç ve ceza denkleminin çözümünde; ülkenin özellikleri, toplumun sosyal ve ekonomik şartları, bireylerin eğitim seviyesi ve genel olarak idari sistemin karakteri ve bu sistemin yürütülme şekli ve onun denetimi yeterince analiz edilmezse, sonucun sağlıklı ve maksada uygun olarak tecelli etmesi mümkün değildir. Öyle ki; bazı durumlarda bazı suçlara verilen cezalar (adli veya idari olsun, fark etmez) hiç uygulanamaz olur. Bazen de işlenen suça göre verilen cezalar komik kalır. 1926 yılında, İtalya'dan alınarak ülkemizde yürürlüğe konulan Ceza Kanunu, geçen zaman içinde birçok değişikliğe uğradı. Ne yazık ki, memleketimizde suç ve suçlu sayısı geçen yıllar içerisinde azalmak veya yavaşlamak şöyle dursun, hızla artarak ürkütücü boyutlara vardı. Öyle ki, zaman zaman cezaevlerindeki aşırı yoğunluk tirajikomik bir şekilde af veya şartlı salıverme gerekçeleri arasına girdi. Bugünlerde, yeni ceza kanunu tasarısı üzerinde tartışmalar var. Çünkü, 1980'li yılların başından beri, bilmem kaçıncı defadır gündeme gelen tasarının Meclis Adalet Komisyonundaki görüşmeleri, nihayet sona yaklaşıyor. Alt Komisyondan 348 madde olarak gelen tasarının 344 maddesi üzerinde görüşmeler tamamlandı. Önümüzdeki günlerde kritik bazı maddeler yeniden müzakere edilecek. Tasarının önümüzdeki Ekim-Kasım aylarında Meclis'ten geçirilmesi bekleniyor. Ceza Kanunu Tasarısının medyaya yansıyan yönleri ise iki-üç noktada toplanabilir; Birincisi töre cinayetleri (Eskiden bunun adı namus cinayetleri idi), ikincisi bekaret kontrolü, üçüncüsü gecekondu yapmaya getirilen hapis cezası. (Bu sonuncusu en yenisi; çünkü daha önce bu konuda bir düzenleme yoktu. Bizzat Başbakan Erdoğan'ın isteğiyle tasarıya inzimam edildiği rivayetleri dolaşıyor...) Daha "özgürlükçü ve demokratik" olduğu belirtilen yeni tasarıda bazı suçlara karşılık getirilmek istenen bazı cezaları merak ediyor olabilirsiniz. Birkaçını duyuralım; İsterseniz en çok tartışılan töre cinayetlerinden başlayalım. Töre saikiyle işlenen cinayetler nitelikli adam öldürme suçu olarak kabul ediliyor ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılıyor. Türkçenin fakirleşmesi her alanda sürüyor. Mevcut kanunda taammüden adam öldürme, kasten adam öldürme, tasarlayarak adam öldürme, canavarca bir hisle adam öldürme gibi ifadeler var. Tasarıda ise "nitelik" kelimesi pek çok başka ifadenin yerini almış. Mesela: "KAP-KAÇ" diye bilinen kanun dışı fiil, "nitelikli hırsızlık" olarak tanımlanıyor ve üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Bekaret kontrolü yasaklanıyor. Belli prosedürün dışında bu kontrolü yaptıranlar üç aydan bir yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Bekaret kontrolüne yalnızca hakim ve savcılar karar verebilecek. Tecavüz suçlarına; yedi yıldan oniki yıla kadar, hapis cezası öngörülüyor. Eşler arasındaki tecavüz davaları, şikayete bağlı olarak görülecek. Tıbbi bir mecburiyet olmadığı halde; on haftadan büyük çocuğu düşürten (kürtaj yapan) kişiye, iki yıldan dört yıla kadar; buna izin veren kadına ise bir yıla kadar hapis cezası veriliyor. GECEKONDU YAPMA SUÇU İŞLEYENLER; Ruhsatsız olarak veya aldığı ruhsata aykırı olarak kaçak bina yapanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Yapı kullanma izni (İskan) almamış binalara elektrik, su, telefon ve gaz bağlantısı yapan görevlilere de altı aydan bir yıla kadar hapis cezası getiriliyor.. Kara para aklama suçu, iki yıldan beş yıla kadar, zimmet suçu işleyenlere beş yıldan 12 yıla kadar, rüşvet suçu işleyenlere yine dört yıldan 12 yıla kadar ceza getiriliyor. Yalnız işkence suçuna verilen cezanın alt sınırında bir indirim var. Hali hazırda beş yıl olan alt sınır, üç yıla indiriliyor. Ve nihayet alkollü araç kullananlara da iki yıla kadar hapis cezası getiriliyor. Daha az suç işlenen ve adaletin tecelli ettiği günler temennisiyle, sıcak yaz günü için fazla sıkıcı olan bu netameli konuyu burada noktalayalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.