ABD, ülkedeki petrol üretiminin büyük bölümünü gerçekleştiren Çin'i hazmedemiyor. 'Kara Kıta' üzerinde yıkıcı politikalar uygulayan sömürgeciler, karnını doyurmaktan aciz insanları silahlandırıp birbirine kırdırıyor.
KUR'AN KURSU ÜZERİNDE TÜRK BAYRAĞI DALGALANIYOR
İHH İnsani yardım Vakfı ve Kimse Yok mu Derneği tarafından Darfur'daki mülteci kamplarında kurulan Mescit ve Kur'an Kursları üzerinde Türk Bayrağı dalgalanıyor. Bu şekilde epeyce kurs ve mescid var.
Sudan Hükümeti iç ve dış baskılar karşısında, mevcut imkanları ile, uçsuz bucaksız genişlikteki kırsal alanlarda asayişi temin etmekte çok zorlanıyor. Zira daha önce de belirttiğimiz üzere, Sudan 2.5 milyon kilometre karelik yüzölçümü ile Afrika'nın en geniş ülkesi. Tarıma elverişli ve çok verimli topraklarının miktarı, 1.5 milyon kilometrekare. Yani Türkiye'nin hemen hemen iki katı kadar... Sudan yer üstü ve yer altı su kaynakları bakımından da zengin. Nil Nehri, her iki kolu (mavi ve beyaz Nil) ile ülke topraklarını boydan boya kat ediyor. Mısır'dan sonra Nil sularını en fazla kullanan ülke Sudan. (1959 anlaşmasına göre Sudan yıllık 18.5 milyar metreküp, Mısır 55 milyar metreküp...)
DARFUR ZENGİN, AMA!..
Sudan topraklarında önemli yer altı suyu kaynakları da mevcut. Mesela bir bölümü Çad, Libya, Mısır, İsrail'in Necef bölgesi, Suudi Arabistan ve Ürdün topraklarına da yayılmış bulunan meşhur Nubyan Akiferinin (Yer altı su sistemi) önemli bir kısmı, Sudan'ın kuzeybatı bölgelerinde yer almakta. Zaten "Nubyan oluşumu" ismini de Sudan'ın Nubya bölgesinden almakta. Ancak maddi imkânsızlıklar ve teknoloji eksikliği sebebiyle yer altı sularından yeterince istifade edilememekte. Sudan topraklarında, Uranyum dahil olmak üzere, yüz otuza yakın muhtelif maden bol miktarda bulunmakta. Özellikle Darfur Bölgesinin bu yönden çok zengin olduğu ifade edilmekte. İşte bütün bu özelliklerinden ötürü Sudan, küresel aktörlerin hedefi olmakta.
ÇİFTE STANDART
Tam Güney Sudan meselesi çözüme kavuşturulmak üzere iken, bu defa 2003 yılından itibaren Darfur'daki büyük oyun sahneye konulmuştur. Darfur'da yüz binlerce insan mülteci kamplarında perişan vaziyette çile doldururken, Birleşmiş Milletler çok değişik senaryoların uygulanmasında öncü rolü oynamaktadır ne yazık ki... 1994 yılında, yine Afrika kıtasında, Ruanda ve Burundi'de Hutularla Tutsiler birbirini boğazlarken, sadece birkaç ay içinde bir milyondan fazla insan hayvan gibi boğazlanırken kılını kıpırdatmayan dünya; şaşırtıcı bir biçimde Darfur meselesinde haddinden fazla atak davranmaktadır. Raunda katliamı öncesinde, ülkedeki "Barış Gücü" askerlerinin sayısını 2598'den yalnızca 270 kişiye indirerek, adeta Hutuların önünü açan BM'nin; bugün Darfur'da 23 binden fazla personeli ve çok sayıda uçak, helikopter, tank ve zırhlı aracı bulunmaktadır.
UNAMİD'DE görevli askerler, lüks jeep ve pikaplarına monte ettikleri ağır silahlarla, Nyala'da, El faşir'de sömürge güçleri gibi, günün her saatinde gövde gösterisi yapmaktadır. Onların bu hareket tarzı Sudan vatandaşlarının büyük öfkesini çekiyor. Zaman zaman BM askerlerine karşı fiili saldırılar dahi oluyor...
Sudan'da faaliyet gösteren Batılı devletlere mensup bazı sivil yardım kuruluşları (NGO) da, emperyalist politikaların uygulanmasında maşa rolü oynamaktadır. Bunlardan bazılarının, gizli faaliyetler içinde olduğu, Sudan hükümeti ve özellikle Devlet Başkanı Ömer Hassan El Beşir'in başına çorap örmeye çalıştıkları belgeleriyle ortaya çıkmış bulunuyor. Sudan Hükümeti, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile iş birliği yapan, mahkeme adına gizlice bilgi toplayan ve casusluk yapan birçok yardım kuruluşunu ülkeden uzaklaştırmıştır.
KÖLE YAPTILAR!
Bilindiği gibi UCM Savcısı Ucampo, aksi yöndeki bütün ikaz ve çağrılara rağmen, Ömer El Beşir hakkında, (soykırım suçu işlediği iddiasıyla) tutuklama kararı çıkarmış bulunmaktadır. Bu durum Darfur meselesini iyice çıkmaza sokmuştur. Ama Batılıların istediği de zaten budur. Sudan'ı iyice destabilize etmek ve ondan sonra da bölüp parçalamak! Böylece daha kolay sömürebilmek! Batının asırlardır değişmeyen sömürge politikası hiç değişmedi! On dokuzuncu asrın sonlarına kadar, en az 450 milyon Afrikalıyı köle olarak yerinden yurdundan kopararak, Avrupa'ya ve Kuzey Amerika'ya taşıyan sömürgeciler, yirminci asırla birlikte, Kara Kıta üzerinde daha değişik politikalar uygulamaya başladılar. Halen yürütülmekte olan politika, bu kıtanın fakir insanlarını silahlandırıp birbirine kırdırmak! Karnını doyurmaktan aciz insanların elindeki son derece modern silahları acaba kim, nasıl veriyor? Bu sorunun cevabı çok mühim!
"Siyahların Ülkesi" manasına gelen "Bilâd-us Sudân"ın zengin toprakları, Afrika'nın benzer başka bölgeleri gibi, maalesef hegemonik güçlerin iştahını kabartıyor. Elli sene önce Sudan'a gelen ve halen bu ülkedeki petrol üretiminin büyük bölümünü gerçekleştiren Çin'in buradaki varlığını, Amerika kesinlikle hazmedemiyor. Afrika kıtası için hususi olarak Afrika Komutanlığını (AFRICOM) kuran ve en büyük elçilik teşkilatını da Sudan'da yerleştirmekte olan ABD, kara kıtaya özellikle askerî ve savunma alanında büyük bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Karşısında en büyük rakip olarak Çin var! Her zamanki gibi, filler tepişirken, olan fakir Sudan halkına oluyor!..
SUDAN'DA KUM FIRTINASI BOLDUR!
Hartum'da bulunduğumuz günlerde ufak çaplı kum fırtınaları gördük. Yukarıdaki görüntü, 2006 yılında meydana gelen büyük fırtınanın şiddetini gösteriyor.
HAYVANCILIK ÖNEMLİ GEÇİM KAYNAĞI
Darfur'da hayvancılık en önemli geçim kaynaklarından biri. Nyala şehrinin caddelerinde her an bir sığır sürüsüne tesadüf edebilirsiniz. Şehir trafiğinin önemli bir bölümü de, zaten merkepler tarafından çekilen arabalar!..
DEVE ETİ KAVURMASI
Sudan'ın genelinde olduğu gibi, Darfur'da da, sokaklardaki seyyar tezgahlarda yemek ve çay hizmeti yaygındır. Fotoğrafta, hayvan pazarı bitişiğinde deve etinden kavurma pişiren bir maharetli vatandaş görülüyor.
OSMANLI MÜHRÜ
Hartum'un en muhteşem camisi olan Mescid-i Kebir, Sudan'ın başkentinde tarihî bir mühür olarak arz-ı endam ediyor. Ancak caminin halıları son derece eski ve çok yıpranmış! Şayet bir hayırsever halıları yenilemek isterse, TİKA'nın Hartum Ofisi Koordinatörü Dr. Enver Arpa yardımcı olmaya hazır. Yanda görülen şirin cami de, yine bir hayırsever vatandaşımız tarafından Nyala'da yapılıyor. İnşaat bitmek üzere...
DARFUR'DA CAFELER BÖYLE...
Biz de Rabia Hanımın (mavi giysili) kafesinde hem Türk hem de Sudan kahvesi içtik...
Türklere büyük sevgi ve saygı besliyorlar
Sudan halkı tarihin derinliklerinden gelen bağlarla, Türklere karşı büyük sevgi ve saygı besliyor. Mesela Adva köyünde, on iki tane kabilenin bir araya getirilip barıştırılması toplantısında, kabile reisleri; Türk milletine duydukları saygıyı uzun uzadıya anlatarak, Kızılay yetkilileri şahitliğinde yemin edip barış anlaşmasına imza atmıştır. Daha önce benzer bir barışma toplantısında yeniden ihtilafa düştükleri için çıkan kavgada yetmiş kişi hayatını kaybederken, bahse konu toplantıda en ufak bir sıkıntı baş göstermemiş ve barışma toplantısı başarıyla sonuçlanmıştır. Kızılay'ın ve diğer Türk kuruluşlarının Darfur'da yaptığı hizmetlerden büyük memnuniyet duyuyor ve bunu her vesile ile dile getiriyor. Nyala'da hayırsever bir vatandaşımız tarafından yaptırılmakta olan caminin inşaatı bitmek üzere. Arsa tahsisi yapılmış olan bir diğer cami de yine hayırsever vatandaşlarımız tarafından yaptırılacak. Bu camilerin yapılması fevkalade önemli.
MİSYONERLİK YAPIYORLAR
Zira Darfur'da, 2003 yılında baş gösteren isyan ve terör olaylarından önce, Niyala ve çevresinde sadece bir tane kilise varken, bugün tam on iki adet kilise mevcut! Darfur'da faaliyet gösteren yardım teşkilatlarının, başta özel bir insani yardım kuruluşu olan ICRC (International Committee of the Red Cross) olmak üzere, ACROSS (Association of Christian Resource Organizations Serving Sudan) gibi, yüzde doksanı Hıristiyan kurum ve kuruluşlar olduğunu ve yardım faaliyeti içinde misyonerlik çalışmalarının en önde geldiğini de unutmayalım!.. Buna göre Türkiye'nin Darfur ve Sudan'a daha çok ilgi göstermesi gerekiyor. Zira Sudan maalesef, dünyada büyük bir yalnızlık yaşıyor.
HASTANE ÇOK ÖNEMLİ
Başbakan Erdoğan'ın 2006'da söz vermiş olduğu iki yüz yataklı bir hastanenin yapılmasıyla ilgili işlemlerin bir an evvel tamamlanması iyi olur. Çünkü Darfur'da görüştüğümüz her yetkili, bahsi mutlaka bu hastane yapımına getirdi. Devlet sözü olan bu hastanenin yapımı, Güney Darfur'a çok önemli ve kalıcı bir insani hizmet mührü olacak... Aynı şekilde Kızılay tarafından Adva köyünde gerçekleştirilecek 1.2 milyon dolarlık ev yapımı projesinin de bir an evvel tamamlanması gerekiyor. Bizden yetkililere ve hayırseverlere duyurulması...
-BİTTİ-