Suriye kurda kuşa yem olmamalı!..

A -
A +

2000'li yılların başında, yoğun biçimde medyada sirküle edilen Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) çerçevesinde, dönemin ABD Güvenlik Başdanışmanı Condoleezza Rice, gazetelere makaleler yazarak, Orta Doğu'daki 22 Arap devletinin, sınırlar da dahil olmak üzere yeniden dizayn edileceğini açık seçik ilan ediyordu... G.W. Bush aynı istikamette beyanat verirken, yardımcısı Dick Cheney de neredeyse aynı cümlelerle maksat ve hedeflerini Davos toplantılarında dünyaya duyuruyordu. Bu projeyi besleyen arka planda, Siyonist düşüncenin çok daha önceden Suriye, Irak, Lübnan ve Mısır için, her birini en az üç parçaya bölmek şeklinde, dizayn çalışmaları yaptığını da hatırlatalım. Bu yazdıklarımızın hepsi gazete, dergi ve kitaplarda teferruatıyla mevcut. Meraklılar detayını araştırıp okuyabilir. Suyun Stratejik Dalgaları isimli kitabımızda (www.bky.com.tr ) etraflıca bahsettiğimiz; Siyonist yazar Oded Yinon tarafından kaleme alınan ve 1982 Şubat ayında yayınlanan Siyonist yayın organı Kvunim (Yönelimler) da yer alan planın tıpkısı, Irak'ta halen fiili olarak hayata geçirilmiş durumda!.. 1946'da Fransız askerlerinin çekilmesiyle birlikte bağımsızlık sürecine giren Suriye'de bugüne kadar entrikalar, iç çatışmalar ve darbeler hiç eksik olmadı. Mesela 1946-1956 arasındaki on yıllık periyotta tam yirmi ayrı hükümet kurulmuştur. Yani ortalama her kabine altı ay işbaşında kalabilmiştir. Keza 1960 ile yetmiş yılları arasında da tam on tane askerî darbe vukua gelmiştir. 1962 yılından beri aralıksız olarak sıkıyönetim hüküm sürmektedir. Suriye'deki istikrarsızlık, 13 Nisan 1970 yılında; zamanın savunma bakanı Hafız Esad'ın, bir iç darbe ile ipleri ele geçirmesiyle ortadan kalktı. Ancak o tarihten itibaren, tam otuz yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yönetti. 1982 yılında Hama şehrinde çıkan bir isyanı, kardeşi Rıfat Esad'la birlikte çok acımasız biçimde bastırdı. Şehri top ateşine tutarak tam kırk bin kişiyi katletti!.. Aynı olaylarla bağlantılı olarak en az sekiz yüz bin kişi yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. Halen bu sürgündekiler ve çocukları (toplam iki milyon civarında...) Suriye'ye dönebilmiş değil. Hafız Esad, son demlerinde yerine oğlu Beşar'ı bırakıp hayata gözlerini yumdu. Beşar'ın idareye kısmi olarak hakim olması bile epeyce zaman aldı. Yine de babası gibi tam bir hakimiyetten bahsedilemez... Ülkede kilit noktada Esad ailesi ve ona yakın çevreden önemli isimler var. Dolayısıyla Batı'da (İngiltere) eğitim gören ve tarz olarak daha fazla demokrasiyi benimseyen Beşar Esad, reform yapma noktasında pek çok çeşitli engellerle karşı karşıya. Bu yüzden, daha önce de çeşitli defalar söz vermesine rağmen, halkın beklediği reformları bir türlü başlatamadı. Tunus'ta olaylar başladığında yine reform ihtiyacından bahsetmişti. Ancak sadece bahsetmekle kaldı ve hızlı adımlar atamadı. Son günlerde Suriye'nin Der'a şehrinde başlayan olayların seyir çizgisi çok dikkat çekici. Esad'ın bütün çağrılarına ve aksi yöndeki açıklamalarına rağmen, tehlikeli biçimde kan dökülmeye devam ediyor. Suriye'nin yumuşak karınları çok. Dolayısıyla karıştırılmaya çok müsait... İsrail'in Suriye'ye dönük örtülü operasyonlarından ayrıca bahsetmeye gerek var mı?! Zira Siyonistler, en az üçe bölünmesini istiyor da!.. Özetle belirtmek gerekirse, Suriye'nin de Irak ve Libya gibi kurda kuşa yem olmasına izin verilmemeli. Türkiye bu noktada çok enerjik ve kararlı bir tutum sergilemeli. Aksi halde biz de çok zarar göreceğiz. Durum ziyadesiyle kritik...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.