Suriye yanıyor, anlıyor musunuz?!.

A -
A +

İran'da Humeyni devrimi gerçekleştiğinde, on binlerce kişi Türkiye'ye sığınmış, pek çoğu daha sonra başka ülkelere geçmişti. Aynı şekilde, Körfez savaşından sonra Saddam Hüseyin'in top ateşi altına aldığı Kuzey Irak'taki 400-500 bin Kürt, dondurucu kış şartlarında; tam bir perişanlık ve çaresizlik içerisinde, yollarda epey kayıp vererek Türkiye topraklarına sığınmıştı... Nedense o dönemde Batı ülkeleri Türkiye'ye nasihatlerde bulunmaktan başka hiçbir şey yapmamıştı! Ancak Türkiye mevcut imkânlarını sonuna kadar kullanarak, bu felaketzede insanlar için elinden geleni yapmıştı. Şimdi de, Suriye'deki zalim Baas rejiminin; tank ve helikopterlerle giriştiği katliamdan canını kurtarmak için, Türkiye'ye kaçan insanların sayısı beş bini geçmiş durumda... Suriye ile ilgili tahmin ve senaryolar son derece ürkütücü. Şayet bu gidişat sürerse, bu ülkeden en az bir milyon insanın sığınabileceği öngörülüyor!.. Cuma günü saatlerce El Cezire'nin Arapça kanalını izledim. Yemen'den, Libya'dan ve Suriye'den dehşet verici görüntüler vardı. Pek çoğu cep telefonlarıyla çekilen ve eş anlı olarak yayına verilen görüntülerde, Suriye askerlerinin göstericilere uyguladığı acımasız muamele gözler önüne seriliyordu. Canhıraş feryatlar kulakları tırmalıyordu... Elleri arkadan bağlanmış bir göstericinin üzerine, aynı anda dört bir taraftan saldırı vardı. Askerin biri tekme ile girişirken, diğeri dipçikle, öbürü elindeki cop veya sopa ile hayvanca vuruyordu... Telefonla yayına bağlanabilenler, çaresizlik içinde imdat çığlıkları atıyordu. Nitekim bu ve benzeri görüntülerden etkilenmiş olacak ki, Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye Yönetimi'nin; özellikle isim vererek Beşar Esad'ın kardeşi Mahir'in göstericilere karşı insani davranmadığını ifade etti. Erdoğan'ın bu beyanı, aynı zamanda Türkiye Hükümeti'nin, bundan böyle Suriye Yönetimine karşı takınacağı tavrın da çok açık bir işaretidir. Yani moda deyimi ile, bu Esad Ailesi için bir "One minute" çıkışıdır. Erdoğan aynı açıklamasında, Beşar Esad'ın ortadaki görüntülere rağmen, çok farklı şeyler anlattığını da dile getirdi. Buradan Beşar'ın söylediklerinin, Türkiye tarafından hiç de inandırıcı bulunmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Başkan Esad, El Muhaberat'ın düzmece raporlarını tekrarlayadursun; şu ana kadar Suriye'de, ismi tespit edilebilen bin altı yüzden fazla sivil insan öldürüldü. On binden fazla kişi de tutuklandı. Bunların bir kısmı hapishaneye çevrilen okul binalarında, spor salonlarında tutuluyor. İşkencenin, tecavüzlerin bini bir para... 48 yıl süren Sıkıyönetimin kaldırılması filan hikâye yani. Daha önce Der'a'da yapıldığı gibi, 120 polisin öldüğü Cisr El Şuğur kasabası halen dört bir taraftan askerî kuşatma altında. Buradan kaç ölü ve yaralı çıkacağını ancak Allah bilir. Uzun lafın kısası Suriye yanıyor, anlıyor musunuz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.