Anayasa ve uzlaşma meselesini, ileriki günlere öteleyerek (nasıl olsa daha çok tartışacağız...), bugün de seçim sonuçlarını analiz etmeye devam edelim. Kural belli: Ancak kitle partileri tek başına veya büyük ortak olarak, iktidara gelebilir yahut iktidar adayı olabilir... Demokrasilerde, marjinal partilerin bir başına iktidara gelmesi söz konusu dahi olamaz. Ancak küçük ortak olarak, iktidara katılabilirler. Bu malumun ilamını yaptıktan sonra 12 Haziran sonuçlarına dönelim: AK Parti'nin toplumda büyük ilgi uyandıran "Birlik" temalı seçim klibi hâlâ televizyonlarda çalınmaya devam ediyor... Ama CHP'de karşılıklı çekilen kılıçların sayısı, giderek artıyor. Belli ki mutlaka patırtı çıkacak!.. Başlıktaki 'sittin' kelimesi, bilindiği gibi altmış (Arapça doğru yazılışı "sittîn"dir.) demektir. CHP çok partili sistemin yürürlüğe girdiği altmış bir seneden beri, tek başına iktidara gelemiyor. Dünkü yazıda da belirttiğim üzere, şayet bu halde devam ederse, bir altmış (sittin) sene daha iktidar yüzü göremez. Çünkü CHP gelişen şartlara göre kendisini değiştirip dönüştürmek yerine, hâlâ daha halkı dönüştürmeye çalışıyor... Bakınız Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) genel başkanı Tansel Çölaşan sonuçları şöyle değerlendirmiş: "Türk halkı başına getirilenlerin bilincinde değil. Yoksul olmuş, yolsuzluklar diz boyu..." Yani şu "bidon kafa" hikayesi!.. Buna göre, Türk halkı kendisi için neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu tefrik edecek durumda değil. Onun için de CHP'ye oy vermiyor! 2007 seçimlerinden sonra, Onur Öymen ne demişti, hatırlayan var mı?! Çölaşan ve onun gibilerin kafası ile gidildiği sürece, CHP'nin tek başına iktidara gelme ihtimali yüzde sıfırdır. Nitekim Engin Ardıç (Sabah), 2015 ve 2019 için AK Parti'ye şimdiden açık çek veriyor. Bugün Gazetesi'nden Adem Yavuz Arslan da, "Bu şartlarda AK Parti 2053 planı da hazırlar..." diyor. Ufak bir düzeltme: Sittin sene ölçeği ile buna 2073 demek gerekir! Şaka bir yana, kurultay üstüne kurultay yapmakla, yahut lider üstüne lider değiştirmekle iktidar olunmaz. Sahi 1983'ten buyana CHP'de kaç tane genel başkan değişti? İnönü, Karayalçın, (Erol Tuncer) Baykal, Hikmet Çetin, Altan Öymen, tekrar Baykal ve şimdilik Kılıçdaroğlu... Öyle derin analizlere filan girmeye gerek yok: CHP on yıllarca sarıldığı devletçi politikalardan, (artık vazgeçtiğini umduğumuz) darbe yanlısı tepeden inmeci zihniyetten, demode Kemalist dayatmalardan, kısacası çağdışı kalmış bütün politikalardan kurtulmadıkça, sandıkta başarıyı unutsun! Samimi tavsiyemiz şudur: CHP toplumu kendisine uydurmaktan vazgeçmeli, kendisini toplumun yapısına uydurmalıdır. Toplumun sahip olduğu değerleri daha iyi tanımalı ve zamanın ruhunu doğru okumalıdır. Aksi halde, CHP bugünkü halini de koruyamaz ve giderek marjinalleşir. Yani başlıktaki durum!