Terör her zaman kalleşliktir!..

A -
A +

Bugün aslında Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök'ün, "tanık sıfatıyla" savcıya sekiz saat süre ile ifade vermesinden bahsedecektim... Fakat ne yazık ki, gece yarısından itibaren İstanbul'u ve sabah saatlerinde de bütün Türkiye'yi gerilime sokan terör olayı öne çıktı. Terörizm, özünde her zaman kalleşliktir. Terörist de o kalleşliğin bir parçası... Terörizm çıkmaz sokaktır. Teröristler o çıkmaz sokağın umutsuz (desparadus) yolcularıdır. Bostancı'daki hücre evde kıstırılan terörist, polisin telsiz kanalına girerek can havliyle propaganda yapmaya çalışırken, aslında her cümlesinde ve her kelimesinde bu umutsuzluk ve çaresizliği, onlar hesabına kaçınılmaz olarak felaketle bitecek bir kavgayı, onun ifadesiyle saçma sapan bir "mücadeleyi" anlattığının herhalde farkında idi! Ama terörist, robotlaşmış bedeni gibi; ruhsuzlaşmış, metalik bir sesle devlete ve topluma karşı olan kin ve öfkelerini kusuyordu. Peki sonuç? Kalleşçe kurduğu tuzakla bir emniyet amirini katleden ve altı polisi de yaralayan azılı teröristin, cephaneliğe çevirdiği hücre evinden ancak cesedi çıkabildi. Terörist bu arada rastgele vatandaşlar üzerine de ateş açarak, 18 yaşındaki Mazlum Şeker'i de katletti. Bir kameramanı yaraladı. Yani tam anlamıyla bir halk düşmanlığı. Hedef seçmeden insan hayatına kast eden bir canavarlık... İstanbul Polisi, esasen çok iyi hazırlanmış bir operasyonla altmışa yakın terör yuvasına baskın düzenleyip, birkaç düzine terör şüphelisini sağ olarak ele geçirdi. Fakat ne yazık ki, bir şehit de verdi. Emniyet Amiri Semih Balaban, iki çocuk babası genç bir insandı. Eşi de kendisi gibi polis... Yuvasına ateş düştü!.. Emniyet Camiasına başsağlığı, kederli ailesine sabırlar diliyorum. Semih Balaban gibi, hayatlarını terörle mücadele uğrunda kaybedenler, artık geri gelmeyecekler ama onların fedakârlığı sayesinde inşallah bu ülkeye tez zamanda huzur avdet edecektir. Terör tarihin her döneminde yıkım ve tahribat yaptı, daima masum insanların canına kast etti ancak, hiçbir zaman hedefine ulaşamadı... Zaten bu yüzden teröristlere "umutsuzlar" deniliyor. Dünkü meş'um hadise, bir kere daha toplumun öfke ve nefretini terör örgütlerinin üzerine yoğunlaştırmıştır... Kamu düzenine karşı silah ve bombaya başvuranlar, eninde sonunda hak ettikleri cezayı görüyor ama, bu arada hiçbir suçu, kabahati olmayan kimi insanlar da kalleş terör eylemleriyle hayatını kaybediyor. Üzüntümüz elbette çok büyük. Lakin tesellimiz şu ki, bu operasyonlarla, İstanbul Emniyeti, teröristlerin girişeceği daha büyük ve daha feci eylemleri önlemeye muvaffak olmuştur. Bu açıdan güvenlik ve istihbarat birimlerimize şükran borçluyuz. Bu arada insanlarımızın fazlasıyla meraklı davranmasının, bu tür hadiselerde ne gibi sonuçlara yol açtığı da; Mazlum Şeker'e isabet eden kör kurşun, çok çarpıcı şekilde izah ediyor. Umarız bu acı hadise hepimize ders olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.