Terörle mücadele mi yoksa?..

A -
A +

İspanya'nın başşehri Madrid'te meydana gelen terör olaylarını ele aldığımız Cumartesi günkü yazının sonunda, ABD'nin terörle mücadele adı altında yaptığı yanlışları ayrıca işleyeceğimizi söylemiştik. Bugün ABD yanlışlarını irdelemeye çalışacağız. Ancak elini daha çabuk tutup, bunu bizden önce yapanlar oldu! Birleşmiş Milletler'in Irak'ta görevlendirdiği "Silah Denetçileri"nin eski başkanı olan Hans Blix, Amerika'nın terörle mücadele politikasının terörü durdurmadığını, tam tersine azdırdığını söyledi. Daha önce de, çeşitli zamanlarda verdiği beyanlarda, Irak'ta kitle imha silahı bulunmadığını ve ABD'nin bu ülkeyi işgal etmesinin haklı bir gerekçesi olmadığını söyleyen Hollandalı diplomat, İtalyan La Stampa gazetesine verdiği demeçte; "ABD'nin Irak'a karşı başlattığı savaşın dünyada terörizmi durdurmadığı açıktır. Tam tersine demir yumruğun sonucunda terör canlanmıştır" dedi. Terörle sadece baskıcı önlemler alarak mücadele edilmesinin yanlış olduğunu belirten Blix, terörün sebeplerinin de araştırılması ve öğrenilmesinin gerektiğini söylüyor. Hans Blix bir önemli tesbit daha yapıyor. O da şu; "11 Eylül sonrasında, ABD, İslam dünyasına gücünü göstermek için başlattığı önleyici savaşla uluslararası ilkeleri ihlal etti ve bunu yaparken Birleşmiş Milletleri zayıflattı..." Evet, bu tesbit ve görüş, Amerika'ya kayıtsız şartsız destek veren İngiltere, İsrail, İspanya, Polonya gibi birkaç ülke dışında, neredeyse bütün dünya tarafından paylaşılıyor. "Koalisyon Ülkeleri" de denilen (Yalnızca İsrail resmen asker vermiş değil) bu devletlerde, yönetimin politikalarına şiddetle karşı çıkan büyük halk kitlelerinin tepkisi sürüyor. İspanya bunların başında geliyor. Şimdi sahadaki duruma bakalım; ABD işgalinden sonra Irak'ta neler oluyor? Ülke gırtlağına kadar teröre batmış durumda ve Amerika ile ortakları bunu önlemekten aciz!.. Giderek bir iç savaşa doğru büyüyen tehlike var. Ve tabii bölünme ve parçalanma ihtimali... Acaba sebepleri nedir? Irak'ta bombasız ve kansız gün geçmezken, Amerika'nın hedef aldığı Suriye'de de büyük fitne koptu... Bir hafta kadar önce Suriye'de Kürtlerin yaptığı protesto eyleminden sonra, ülkenin Türkiye sınırına yakın Kamışlı ilçesinde oynanan bir futbol maçı sonrasında baş gösteren olaylar, felakete dönüştü. İlk haberlere göre ellinin üzerindeki ölü sayısı (bazı iddialara göre yüzden fazla) ile, Suriye'de de Kuzey Irak benzeri bir durumun meydana getirilmek istendiği açık. Doğrudan bir işgal harekâtı yerine Suriye'yi bu yolla hizaya getirmek ABD'nin ve en çok da İsrail'in işine gelmez mi?! Terörle mücadele ne oldu şimdi? İspanya'daki terör olayı özellikle El Kaide'ye yıkılmak mı isteniyor? Bush, olay sonrası yaptığı açıklamada; "Jose Maria (İspanya Başbakanı) teröre karşı çok kararlı bir duruş gösterdi..." şeklinde konuştu. Bu terörle ortak savaşın dayanışmasına matuf bir konuşma idi. Öyle ya, terörle mücadelenin haklılığı bu ortamda daha iyi vurgulanamaz mı? Dinamitleri patlatmak için kullanılan boruların bakır olmasından yola çıkılarak bu eylemin ETA örgütü tarafından yapılmadığı ispatlanmak isteniyor. Meğerse ETA, bu tür eylemlerde hep alüminyum borular kullanırmış!.. Bu gerekçe veya bulgu, ne derece inandırıcı olabilir? Yani ETA örgütü pekala bakır boru kullanamaz mı? Ama işin içinde başka işler var... Hepsini anlatmak yine bu köşeye sığmayacak... Sadede gelelim; Blix'in de belirttiği gibi, terörün sebepleri gerçekçi biçimde araştırılmadıkça terör önlenemez. Bakınız, Japon kültürünün bir parçası olarak intihar saldırıları (kamikaze) ikinci dünya savaşında ABD'ye karşı yapıldı. Ama savaş şartlarında... Daha sonra intihar saldırıları Sri Lanka'da Tamil gerillaları tarafından ifa edildi. Ancak en geniş şekilde, şimdi Orta Doğu'da vukua geliyor. 1980'lerin başında Lübnan'daki ABD askerlerinin karargahına yapılan bu tür bir saldırıda 200'den fazla asker ölmüş ve Amerika apar topar bu ülkeden çekilmişti. Filistin meselesi çözülmeden bu bölgede ve ilgili diğer ülkelerde terörün durması maalesef imkansız. Bu bilinmeyen bir şey de değil. Şimdi soru şu; Amerika ve yandaşları Filistinlilerin dramına kulak verecek mi, yoksa kayıtsız şartsız İsrail'i destekleyecek mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.