Terörün kaynağı petrol!..

A -
A +

Ekonomistler varili 50 dolar 35 cent'e çıkan ham petrol fiyatları için "çıldırdı" tabirini kullanıyor. Gerçekten birkaç hafta önce 46 ve 48 dolar'a tırmanan ham petrol fiyatı, o günkü seviyeleri ile rekor kırıyordu. Ama şimdi o rekorlar da paramparça... Nerede duracağı da belli değil. Petrol üreten ülkeler üzerinde oynanan oyunlar öylesine kontrolden çıktı ki; ne fiyatları, ne üretimi ve ne de nakliyesi artık düzenlenemiyor ve kontrol edilemiyor. Acaba neler oldu da, işler bu noktaya geldi? Petrol üreticisi ülkelerin başına gelenlere bir bakalım isterseniz: 11 Eylül öncesinde ve hemen sonrasında, Venezüella Devlet Başkanı ile Irak'ın sabık lideri Saddam Hüseyin'in hayata geçirmek istedikleri bir şey vardı. Petrol fiyatlarını beynelmilel piyasada dolar yerine euro ile belirlemek... Bu amaçla Venezüella Başkanı Hugo Chavez, BM Ambargosu altında inim inim inleyen ve ABD'nin topun ağzına koyduğu Saddam Hüseyin'in ülkesine giderek kendisine destek veren açıklamalar yaptı. Bundan sonrasını ayrıntılı olarak anlatmaya gerek yok sanırım; Hugo Chavez'e karşı bir askeri darbe yaptırıldı. Kim tarafından?! Ama Venezüella halkı oyunu ta başından fark ettiği için bu dolmuşa binmedi. Halkın müthiş desteği, Chavez'i kısa süre ayrı akladığı görevine geri döndürdü. Ama kaynaşmalar bitmedi. Darbeyi yaptıran güç, ülkeyi karıştırmaya devam etti. En son bir ay kadar önce yapılan referandum ile, Chavez farklı bir ekseriyetle koltuğunu tekrar sağlama aldı. Venezüella denemesi, belki de ABD'nin on yıllardır Latin Amerika'da sürdürdüğü oyunu kaybettiği çarpıcı bir örnektir... Saddam'ı anlatmayalım isterseniz. Küresel terörle mücadele, kitle imha silahları; olmadı demokrasi ve özgürlük getirme bahanesiyle devrildi. Aslında bütün bahaneler sahte ve yalandı. Artık buna dair hiçbir şüphe kalmadı. Zira bizzat Amerikan yetkilileri, ileri sürülen gerekçelerin doğru olmadığını kabul ve itiraf ettiler. İtiraf etmedikleri bir şey var; o da petrol kaynaklarına el koymak... Ama Irak işgalinden bu yana, petrol üretiminin doğru dürüst yapılamadığını, petrol boru hatlarına ve limanlara yapılan saldırı ve sabotajlar sebebiyle ihracatın her gün kesintiye uğradığını, ABD'nin savaş masraflarına karşılık gördüğü en önemli kaynağın giderek daha da verimsiz; istikrarsız ve riskli hale geldiğini görüyoruz. Bir başka petrol zengini fakir ülke var. Ekvador Ginesi! Afrika'daki üçüncü büyük petrol üreticisi. Burada da bir askeri darbe sahneye konmak istendi ama, o da başarısızlığa uğradı. Bu darbenin içinde yer alan İngiltere eski Başbakanı Thatcher'in oğlu tutuklandı ama, annesi tarafından kefalet ödenerek kurtarıldı... Ve bu darbenin arkasında da "Sam Amca"nın yer aldığı ortaya çıktı iyi mi?! Bitmedi, Sudan'a geçelim: Sudan Afrika'da petrol, doğal gaz ve su kaynakları bakımından son derece zengin bir ülke. Ama gelin görün ki, orada da onyıllardır iç savaş, darbeler ve istikrarsızlıklar hüküm sürüyor. En son Birleşmiş Milletler tarafından iki hafta önce ambargo uygulamasına mahkum oldu. Bir süreden beri bu ülkeye de Amerika'nın müdahale etme tehditleri sözkonusu. Bakalım işler nereye varacak?! Hazır Afrika'ya gitmişken, bu kıtanın en büyük petrol üreticisi olan Nijerya'ya da uzanalım. Nijerya'da da durum farklı değil. Askeri darbeler, iç çatışmalar bu ülkede de hüküm sürüyor. Ve şimdi de ülkenin petrol bölgesi olan Nijer Deltası için silahlı mücadele veren isyancı gruplar, buradaki petrol şirketlerini üretimi durdurmaya zorluyorlar. Bunun da ötesinde topyekun bir iç savaşı başlatacaklarını açıklamış bulunuyorlar. İşte petrol fiyatlarının birden bire 50 dolara tırmanmasının en büyük sebebi Nijerya'daki bu tehditler... Tekrar Orta Doğu'ya dönelim, ve en önemli petrol üreticisi Suudi Arabistan'a. Burada da son üç yılda daha önce hiç görülmemiş boyutta terör eylemleri meydana geliyor. Suudi yetkililer bir türlü olayların önünü alamıyor. Bir taraftan da ABD'den sürekli şekilde ikaz ve tehdit alıyorlar. Ortalıkta pek çok senaryo da dolaşıyor. Mesela bir senaryo özetle şöyle; Suudi Arabistan'ın şii nüfus yoğunluklu ve petrol bakımından zengin bölgesinin bu ülkeden koparılarak ayrı bir devletçik kurdurulması!.. Evet, terörün kaynağı petrol! Yahut şöyle ifade edelim; "Küresel terörle mücadele" bir yutturmaca. Asıl maksat petrol kaynakları üzerinde hakimiyet kurmak... Ama bu iş o kadar kolay değil görüldüğü gibi. Yanlış hesap Bağdat'tan dönüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.