TSK-medya ilişkileri...

A -
A +

Bugüne kadar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin medya ile olan ilişkileri ve bazı iletişim uygulamaları hep tartışmalara yol açtı. Org. İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı görevini devralmasıyla birlikte, TSK - medya ilişkilerinde yeni bir döneme girildiği görülüyor. Bunun ilk işareti, Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığına Tuğgeneral rütbesinde bir atama yapılmasıyla verilmişti. Şimdiye kadar bu dairenin başında, Albay rütbesinde bir subay bulunurdu. Org. Başbuğ dün Ankara'da gazetelerin Genel Yayın Müdürleri ve Ankara Temsilcileri ile uzun bir toplantı yaptı ve çeşitli konulardaki görüşlerini açıkladı. Toplantıya, bugüne kadar akreditasyon dışı tutulan bazı gazete ve televizyonların yöneticilerinin çağrılması, medya dünyasında olumlu karşılandı. Ancak hemen belirtelim ki, akreditasyon sorunu tamamen bitmiş değil. İletişim toplantısı ile ilgili detaylara girmeyeceğim. Fakat Org. Başbuğ'un şu mesajı gayet dikkat çekici ve bana göre çok olumlu bir açıklamadır: "Kimse TSK'yı siyasete alet etmesin ve kimse TSK ve şehitler üzerinden siyaset yapmasın..." Sayın Başbuğ, bu ifade ile TSK'nın siyaset dışında olduğunu ve öyle de kalması gerektiğini net bir şekilde vurgulamış oluyor. Burada hem kurum içine, hem de kurum dışına açık mesaj var. Herhalde ilgili herkes ve her kesim, gerekli dersi çıkarır... Elbette öncelikle TSK, bu mesaja uygun biçimdeki tavrıyla, bu düşünceyi hayata geçirmelidir. Çünkü sebep ve saikler ne olursa olsun; geçmişte askerin siyasi alana yaptığı müdahalelerin bu ülkeye verdiği zararlar ortadadır!.. Müdahale sonrası dönemlerde de, kimileri askere sırtını dayayarak siyaset yapma eğilimine girmiş, neticede asker artık istemese de, onun üzerinde siyaset yapma alışkanlığı devam etmiştir... Bunu kesin biçimde önlemenin yolu, askerin kendi görev alanında kalması ve siyasete müdahale olarak algılanacak tavır ve eylemlerden kaçınmasıdır. Bu noktada Org. Başbuğ'un 27 Nisan e-muhtırası ile ilgili yorum yapmaktan kaçınması ve Deniz Feneri davası ile ilgili soruları cevapsız bırakması doğru ve tutarlıdır. Ancak TSK'nın 28 Şubat dönemi ile ilgili görüşlerinin devam ettiğini söylemesi, askerin siyaset dışı kalması gerektiği mesajı ile çelişmektedir. Çünkü 28 Şubat süreci, siyaseti dizayn etmeye yönelik bir post modern darbedir. Bunun demokrasi ve hukuk devleti ile bağdaşır tarafı yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.