Bugün 22 Mart, "Dünya Su Günü"... Yaklaşık bir haftadan beri, bütün dünyada çeşitli etkinliklerle su meselesi tartışılıyor. Doğrusu ben de bu konuyu yazmak istiyordum. Ancak peş peşe gündeme gelen tuhaflıklar sebebiyle, su meselesini en az bir gün erteleme mecburiyeti doğdu! Cumhurbaşkanlığı Köşkünden açıklama yapılıyor; "Erdem Başçı ile ilgili Bakanlar Kurulu karar taslağı yok..." diye. Başbakan da hemen ardından Köşk'te bir kararname olduğunu, ancak Sezer açıklamadan kendilerinin isim vermeyeceğini belirtiyor... Oysa günlerdir "Merkez Medya" Erdem Başçı'nın eşinin başörtüsünü tartışıyor. Hem de ne ipe sapa gelmez ifadelerle!.. Bu tuhaflığı kim, nasıl anlatabilir? Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın, eşiyle birlikte TÜSİAD'ı ziyaret etti. Acaba diye düşünüyorum; Prof. Aşçı, bir bilimsel araştırma için TÜSİAD'dan sponsorluk talebinde mi bulundu?!. Yoksa yargılanma sürecinde; adı geçen iş adamları derneğinden gördüğü desteğe karşı bir teşekkür ziyareti miydi? Bu türden ziyaretler pek sık görülmez de!.. Her neyse... Ama TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın, Rektör Aşkın yanı başında dururken; adeta bir diplomat edasıyla (Her kelime için önündeki notlara tekrar bakarak); Merkez Bankası eski Başkanı Serdengeçti'nin niçin tekrar atanmadığını anlayamadıklarını açıklaması da biraz tuhaf değil miydi? 2001'deki ekonomik felaketin bir hafta öncesinde, "Artık 10 yıl sonrasını görebiliyoruz..." diye açıklama yapan TÜSİAD, ülkeyi krize götüren malum para politikasının mimarlarından olan Serdengeçti'nin, mesela o dönemde MB Başkan Yardımcısı olarak gösterdiği başarıyı anlayabilmiş miydi acaba? Keşke diyorum, dünkü medyada yer alan tuhaf haber ve yorumların her birini, tek kelime ile değerlendirebilecek bir edebî kabiliyetim olsaydı... Bu olmadığına ve gazetenin bütün sayfalarını da kullanamayacağıma göre; şöyle bir öneride bulunayım: Gelecekte bugünleri değerlendirmek isteyen yazar ve aydınlar, "Merkez Medya"nın apoletli kalemşorlarının yazdıklarını arşivlerine eklesinler. Çok değil on-onbeş sene sonra; Türkiye, gerçek manada demokrasiyi hazmettiğinde ve hukuk devleti bütün yönleri ile işlemeye başladığında, bugünlerde çalakalem yazılan; "Genelkurmay'ın açıklaması Ankara'ya bomba gibi düştü!..", "Üst düzey bir komutandan dinlediklerime göre..." yahut "Genelkurmay kaynaklarıyla yaptığım sohbette..." diye başlayan o müthiş analizleri yeni baştan tefrika etsinler. Etsinler ki, kimler neler söylemiş, neler yazmış iyice anlaşılsın... Toplum da notlarını versin! Sureti haktan görünüp, gerçekleri ters yüz ederek yazıp çizenlerin tavrı, bugün size çok rahatsız edici gelebilir. Ama önemli değil. Baharın gelmesi gibi, bir gün gerçek manada demokrasi de bu ülkeye gelecektir... İşte o zaman, bazılarının bir gün demokrat, bir gün militarist geçindiği bu maskeli balo da bitecektir! Mehmet Barlas'ın dünkü Sabah'ta kaleme aldığı "Bilinçli seçmen için siyaset bir kavga değildir" başlıklı yazısının son bölümünü sizlere yansıtmak istiyorum: Bürokrasinin bir "Siyasal sınıf" olduğu ve "Derin devlet"in "Asıl iktidar"ı oluşturduğu izlenimini veren her davranış, ülkede hem demokrasiyi, hem de istikrarı çok sarsmaktadır. "Hukukun üstünlüğü" ilkesinin her kesim için geçerli olmadığını, "Dokunulmazlık"ların seçilmişlerden çok atanmışlar için kanunlara karşı bir zırh oluşturduğunu düşündüren her durum, ülkedeki adalet duygularını zedelemektedir. AK Parti her seçilmiş iktidar gibi er ya da geç bir seçimle iktidardan gidecektir. Ama bazı kesimler bu seçimi beklemeden kendilerini bu iktidarı etkisizleştirmek gibi bir misyonun sahibi sanırlar ve buna uygun engellemeleri sergilerlerse, AK Parti'nin tabanı kilitlenecek ve bu iktidar seçmen katında güçlenecektir. Seçmenin TBMM'ye yansıttığı siyasi istikrarı, parlamento dışı istikrarsızlık haline dönüştürmek, her atamayı, her kararı engelleyerek, AK Parti'yi "İktidardaki muhalefet" görünümüne sokmak, siyasi akılla bağdaşır bir davranış değildir. Yaşadığımız deneyler, bana bunları düşündürdü... Tecrübeli meslektaşımız Sayın Barlas'ın bu söylediklerini; Parlamento zemini dışında, muhalefete soyunan çevreler de, dikkatle okusalar iyi olur diye düşünüyorum!..