"Turist Para" nasıl bir para?!

A -
A +

Siyasetçiler her zaman iş üretemezlerse de, laf üretmede bir sıkıntıları yoktur. Ne yapıp edip, insanların kulak kabartacakları bir sivri laf bulurlar; o lafla bazen günü kurtarmaya çalışır, bazen de bir müddet vaziyeti idare ederler... Sayın Baykal da dünkü Grup konuşmasında yine böyle bir yol denedi. Kendi tabanında dahi, uzun zamandır yeni ve/veya yenilikçi politikalar üretemediği yolunda eleştirilere hedef olan Deniz Baykal, hükümete yönelik muhalefet üslubunu gitgide sertleştiriyor ama, toplumun cazip bulacağı ve rağbet göstereceği yeni fikirler ve çözümler konusunda adeta havanda su dövüyor... Ama hepten hakkını da yememek lazım. Kendisi iyi bir hatip, istediği zaman renkli, istediği zaman gergin konuşmalar yapabiliyor. Bu çerçevede, Baykal dün ekonomi literatürüne yeni bir kavram kattı; "TURİST PARA"!.. Şimdiye kadar altın para, gümüş para, kağıt para, demir para, kara para, sanal para vs. duymuştuk ama, paranın turist şeklinde tecessüm edeni de varmış meğer... Son günlerde piyasalarda yaşanan dalgalanmayı kendince yorumlayan Sayın Baykal, ekonomistlerden hayli farklı analizler yaptı. Bu arada "sıcak para" yerine "turist para" deyimini kullanarak dikkat çekmeye çalıştı. Piyasada yaşanan dalgalanmayı etkileyen faktörler, dış ağırlıklı olmasına rağmen, (Ki, hükümet çevreleri dışındaki ekonomi uzmanları da bu görüşü seslendiriyor.) Ana Muhalefet Lideri, tam tersine bunu hükümetin ekonomide başarısız olmasıyla açıklamaya çalıştı. Ona göre, hükümetin en başarılı olduğunu iddia ettiği ekonomide de durum tamamen farklı idi... Serbest kur rejiminde Dolar'ın birkaç gün süren keskin hareketlerinden yola çıkarak; Türkiye'nin milli gelirinin azaldığını, dış borç oranının yükseldiğini vs. anlattı. Oysa mesela üç günden beri dinlediğimiz bütün tarafsız ekonomistler ve işadamları, yaşanan dalgalanmanın daha ziyade dış dünyanın içinde bulunduğu konjonktürden kaynaklandığını ve gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler gibi, Türkiye'nin de etkilenmesinin normal bir durum olduğunu belirtiyor. Buna ilaveten, Türkiye'de bu tür dalgalanmaların piyasanın derinleşmesini sağladığını ve özü itibariyle yararlı olduğunu ifade ediyorlar. Eğer (ne pahasına olursa olsun ben keskin muhalefet yapacağım) diye evrensel ekonomik gerçekleri sübjektif şekilde değerlendirmeye kalkarsanız, inandırıcılığınızı kendi elinizle zayıflatırsınız... Deniz Baykal parti grubunu bu tür konuşmalarla belki belli bir teyakkuzda tutuyor ama; önemli olan geniş kitleleri ilgilendiren piyasalardaki gerçek havadır... Piyasaların havası, politik söylemlerden bir miktar etkilense de, sonunda kendi tabii şartlarında yönünü çiziyor. Nitekim dün itibariyle dengelerin yavaş yavaş yerine oturmaya başladığı görüldü. Esasen sükunetle ve sağduyu ile karşılanması gereken bir hareketlenmeyi speküle etmeye çalışanların pek de başarılı olamadığı açıktır. Zira Türkiye'de ekonominin makro dengeleri artık oturmuştur. Bu değerlendirmeyi uluslar arası reyting kuruluşları yapıyor. Baykal gibi tecrübeli bir politikacı; bunu nasıl görmezden gelir, anlamak mümkün değil... Artık Türkiye'de bağımsız bir konumda olan Merkez Bankası'nın, normal ve sıradan bir uygulaması olan çeyrek puan faiz indirmesini dahi, Deniz Baykal bu hükümetin atadığı yeni yönetimi muaheze etmek için kullanmaya tevessül ediyor! Sayın Baykal'ın hoşuna gitmeyeceğini bile bile şunu söylemek durumundayız: Bu tarz politikalarla belki şeklen muhalefet yapılmış olur ama; sonuç almak mümkün değildir. Sıcak paranın, Türkiye'de piyasaları alt üst ettiği ve sonuçta ülkeyi büyük bir krize sapladığı yıllarda, Sayın Baykal'ın "TURİST PARA" gibi ilginç buluş ve anlatımlarda bulunduğunu pek hatırlamıyoruz. Sıcak Para küresel ekonominin bir gerçeğidir. Her ülkede az veya çok bulunur. Serbest Piyasa ekonomisinde, parayı yerli veya turist diye damgalamak da mümkün değildir. Paranın menşei ve hareketleri yasal olduktan sonra, onların yönünü belirleyecek olan ortam da yine serbest piyasa kurallarıdır. Bu kuralların popülist politikalarla, seçim ekonomileriyle vs. ihlal edilmemesi gerekir. Hükümet yetkilileri "seçim ekonomisi" diye bir kavramın lügatlerinde yer almadığını, temel para politikalarında bir değişikliğin söz konusu olmadığını çok kesin biçimde ifade ediyor. Acaba muhalefet çevreleri de; durduk yerde, gündemde bulunmayan ve gereği de olmayan bir erken seçimi zorlamaktan vazgeçseler, bu ülkeye daha çok iyilik etmiş olmazlar mı?!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.