Başlığı, Bugün gazetesinin internet sitesinden (26 Mayıs) ödünç aldım. Meslektaşlarımız çok iyi bir arşiv gazeteciliği yaparak, 27 Mayıs 1960 ve sonrası günlerdeki gazete manşetlerini (daha doğrusu o zamanki gazetelerin birinci sayfalarını aynen fotoğraflayarak) derlemiş... Hakikaten tam bir utanç tablosu... Akşam Gazetesinin 4 Haziran 1960 tarihli dokuz sütuna manşeti şöyle: "CESETLER YEM MAKİNELERİNDE KIYILIP TOZ HALİNE GETİRİLMİŞ." Bu başlığın altında da büyük harflerle şunlar yazılı: "Milli Birlik Komitesi, eski hükümetin cesetleri yok etmek için akla gelmeyecek tedbirlere başvurduğunu, fakat birçok ipuçlarının ele geçirildiğini açıkladı." Altında da şöyle bir alt başlık var: "Kayıp öğrenci velilerinin resmî makamlara başvurması isteniyor." Aynı günlerde şu türden başlıklar bol bol yer alıyor: "Büyük Yolsuzluklar meydana çıkarıldı." "Mezarlıklarda arama başladı." "Partizan valiler birer birer tevkif ediliyor..." "Partizan memurlar tasfiye edilecek..." "Şehit talebe miktarı kısa zamanda tespit edilecek... Birçok şahsın otomobiline el konuldu..." Bu manşetler, DP'lilere karşı o günlerdeki hunharca yaklaşımın şiddetini bire bir yansıtıyor. Bir ibretlik manşeti daha alalım. Tercüman 31 Mayıs 1960: "MENDERES'İN KORKUNÇ TASAVVURLARI MEYDANA ÇIKTI." Hemen altında şunlar yazılmış: "Uydurma halk hareketi hazırlanacak ve birçok kimse insafsızca öldürülecekti." Bu başlığın hemen altında da şunlar yer alıyor: "Ziraat Bankasının ambarında 2 bin tabanca ve külliyetli miktarda asker elbisesi bulundu." Başka bir gazetenin ilk sayfasındaki bir haber başlığı da şöyle: "Bir depoda 5 bin 700 mavzer ve binlerce tabanca bulundu..." Bütün bu alçakça iftiralar, utanç belgeleri olarak siyasi tarihimizde, birer kara leke gibi duruyor! Ve ne yazık ki, günümüzde de utanç verici manşetler atılabiliyor... Yine o günlerdeki gazetelerde şöyle ifadeler çok sık yer alıyordu: "NEZARET ALTINDAKİ ESKİ İKTİDAR RİCALİNE ÇOK İYİ MUAMELE EDİLİYOR." Ama bunun yanında, dahiliye vekili Dr. Namık Gedik'in (işkencelere dayanamayarak) üçüncü kat penceresinden atlayarak intihar ettiği haberi de veriliyordu. Aynı şekilde İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'ın işkenceden hayatını kaybettiğini hatırlatalım... Keza Yassıada yargılamaları sırasında, yapılan işkence ve insanlık dışı muameleye dayanamayan en az on milletvekili ve bürokratın da, hayatını kaybettiğini, bunlar arasında genelkurmay eski başkanlarından Nuri Yamut ile sağlık eski bakanlarından Dr. Lütfi Kırdar'ın da bulunduğunu unutmayalım... Evet, 27 Mayıs'tan 51 sene sonra, devrin mütegallibesinin işlediği rezalet ve kepazelikler, bir kere daha gün yüzüne çıktı. Habertürk Televizyonundan Abdullah Kılıç'ın hazırladığı belgeselde var. Eline bir kadın iç çamaşırı alarak herkesin göreceği şekilde sallayan Yassıada Savcısının, hukuk tarihine geçen adice hareketi, gerçekten tüyler ürpertici!.. O savcıyı şimdi kim hatırlıyor? Nasıl hatırlıyor?.. Ama gönüllerde taht kurmuş olan Şehit Menderes, bugün daha büyük sevgi ve saygıyla yâd ediliyor. Hâlâ daha 27 Mayıs darbesini savunan kelaynak kuşlarının, bahsi geçen belgeseli izleyince, acaba yüzleri kızardı mı?!.