Havaların fazlaca ısınması, siyasi atmosfer üzerinde de olumsuz etki yaptı galiba... Ana muhalefet partisi, Millet Meclisi'ndeki meşru zemini terk edip, legal olamayan yönlendirmelere çok açık sokak muhalefetini devreye sokmaya çalışıyor! Bu son derece sakıncalı bir hareket tarzı. Ama CHP sözcüleri bu stratejiyi öğünülecek ve ülkeye yarar sağlayacak bir şeymiş gibi kurumlu bir eda ile ifade ediyorlar. Bu durum, her şeyden evvel CHP adına çok üzüntü verici. Çünkü meşru zeminde muhalefet yapmak ve alternatif çözümler üretmek gibi yeteneklerinin aşındığını gösteriyor. Geçmiş dönemde de sokak muhalefetinden medet uman siyasi partiler ve siyasetçiler çok görüldü. Ama hiçbiri istediği neticeyi elde edemedi. Sadece ülke menfaatlerine çok zarar verilmesine sebebiyet verdiler. Her ağzını açtıklarında "devlet-millet" klişesini telaffuz edenler göz göre göre bu memleketin aleyhine olan ve üstelik geçersizlikleri geçmişte test edilmiş olan bayat politikaları yeni bir marifetmiş gibi halkımıza dayatmaya kalkışmamalıdır. Türkiye'yi yeniden germek isteyen şer güçler zaten bir süreden beri hareketlenmiş durumda... Bölücü örgüt aylardır, uzaktan kumandalı mayınlarla onlarca güvenlik görevlimizi şehit etti. Daha dün Bingöl'de DDY trenine yapılan bu tür bir saldırıda altı güvenlik görevlisi şehit oldu. Önceki gün Adalet Bakanlığını kana bulamak isteyen bir terörist son anda etkisiz hale getirildi. Çeyrek asır boyunca otuz binden fazla insanını terör belası yüzünden kaybetmiş bir ülkenin insanları, teröre, anarşiye, sokak hareketlerine, gerginliğe prim verecek söz ve davranışlardan kaçınmak zorundadır. Ama ne yazık ki, Ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal ve ekibi, bu dikkat ve hassasiyeti göstermiyor. Tam aksine yukarıda belirttiğimiz tahrik edici beyan ve davranışları ısrarla sürdürüyor. İktidarın yaptığı her icraatı, rejim için tehlike olarak görmek ve "cumhuriyetin kazanımları"nı ortadan kaldırmak şeklinde nitelendirmek insaflı bir politik üslup değildir. CHP kendisi dışındaki her partiyi devlete hasım olarak görmek gibi bir büyük yanlışlığın ve taassubun içinde. Kendi iktidar döneminde kadrolaşma denen uygulamanın dikalasını yapan CHP, başka partilerin sıradan icraatını dahi kadrolaşma diye lanse etmeye çalışıyor. Devletin hakim ve savcı açığını kapatmak için eleman almayı bile, "Bunlar 20 yıl sonra Yargıtay üyesi olacak..." diye tehlike alarmı vermek hangi akıl ve mantığın eseridir? Üstelik siyaset biliminde akademik kariyer sahibi olan Sayın Baykal'a bu hiç yakışmıyor! CHP yöneticileri vakit kaybetmeden bu büyük hatadan dönmelidir. Aksi halde erken veya zamanında yapılacak bir seçimde, halktan çok büyük bir ceza alabilirler!.. Türkiye'yi germe konusunda agresif beyanlarını sürdürenlerden biri de YÖK Başkanı Erdoğan Teziç. Besbelli dünya görüşünü paylaşmadığı iktidara karşı, YÖK müessesesi üzerinden adeta siyasi muhalefet yapıyor. Hükümetin yüksek öğretim alanında yapacağı hukuki düzenlemeleri peşinen boykot edip, üniversite öğrencilerini ve hocalarını sokağa dökme yönünde tehditler savuruyor. YÖK Başkanı bir taraftan hükümetin üniversitelere siyaset sokmak istediği ithamında bulunurken, diğer yandan aynı şeyi kendisi yapıyor zaten!.. Daha önce de cüppelerini giyip, Meclis'te ana muhalefet partisinin kürsüsüne çıkarak iktidara veryansın eden profesörler siyaset değil de ne yapıyordu acaba? Bir soru daha, son iki buçuk senede, YÖK müessesesi hükümetle siyasi polemiğe girmekten başka, üniversiteleri reforme etme adına hangi projeyi koymuştur? Türkiye'nin dünyadaki ilk beş yüz üniversite arasına bir tane bile üniversite sokamamasını mugalata ile hükümete yükleyen Prof. Teziç, kendisi de yurt dışında ihtisas yaptığı halde, Başbakanın çocuklarını yurt dışında okutmasını büyük bir kabahat ve anti ulusal bir durummuş gibi göstermeye çalışıyor... Dünyada ideolojik çatışmalar en asgari seviyede seyrederken, bizim üniversitelerimizde hâlâ daha sağ-sol çatışmalarının yaşanmasına karşı etkili çareler bulması gereken YÖK ve Üniversite idarecileri, işin kolayına sapıp hükümete karşı siyasi muhalefet yapıyorlar. Halbuki ülkemiz üniversite hocalarında siyaset ve gerilim üretmek değil, bilimsel çalışma ve kaliteli insan yetiştirmeyi bekliyor.