MİT Müsteşarı Emre Taner'in dünya dengelerini sarsan ve değiştiren siyasi gelişmeler ve "ulus devlet" yapısının geleceği ile ilgili önemli açıklaması; genelde "çok önemli bir uyarı" niteliğinde kabul edilip değerlendirilirken, bazı yazarlarca da farklı yerlere çekilmiyor değil... Mesela bu tür bir açıklamanın neden rapor halinde, ilgili kurumun bağlı bulunduğu Başbakanlığa verilmeyip, doğrudan kamuoyuna açıklandığı filan sorgulanıyor. Keza, MİT Müsteşarının bu açıklamasından, Başbakanın önceden haberinin olup olmadığı konusunda değerlendirmeler yapılıyor. Bu tarz yaklaşımlar, işin prosedür ve teferruat yönüyle ilgili. Esas meseleye gelmek daha mühim ve şüphesiz çok daha faydalı!.. Yani dünyanın gidişatına dair, çok yerinde bir tesbitin yapılmış olması ve ilgili-yetkili kişi ve kurumların da, bu konuda uyarılmış olmasına bakmak lazımdır. Bu noktada, devletin en önemli kurumlarından birinin tepe yöneticisinin; biraz da alışılmışın dışında ve "ezber bozucu" nitelikte, hem devlet hem de vatandaş açısından sarsıcı bir açıklama yapmış olmasına yeterince dikkat etmek gerekiyor... Geçmişte zaman zaman MİT'in ketumluğundan şikayet edildiği olmuştur. Mesela Süleyman Demirel, özellikle 1971 ve 1980 askeri müdahalelerinin; MİT tarafından kendisine haber verilmeyişinden yakınarak şöyle diyordu: "MİT, Angola'daki gelişmeleri bize haber veriyor da; Ankara'da, burnumuzun dibinde olup bitenlerden hiç söz etmiyor..." Bugünkü konumuz olmadığı için Demirel'in bu yakınmasını irdelemeyeceğim! Belki başka bir yazıda ele alınabilir. Bugün üzerinde duracağımız husus MİT'in zaman zaman yaptığı uyarılar. Hatırlayınız bundan yaklaşık üç yıl önce, MİT'in üst düzey yöneticileri; yine ülkemizin çok önemli bir iç meselesi hakkında uyarıda bulunmuştu... Medya organlarının sahipleri ve bazı üst düzey yöneticileri; farklı zamanda davet edilerek; bireyi ve toplumu rahatsız eden; milli ve manevi değerleri erozyona uğratan; "vur patlasın-çal oynasın" türünden sadece eğlenceyi, sefahati ve aşırı tüketimi kamçılayan haber ve programların, kamu düzeni ve toplumsal barış ve huzuru bozacağı ve ileride sosyal patlamalara yol açabileceği konusunda bilgilendirildiler. Peki bu uyarı ve tavsiyelere ne kadar uyuldu acaba? Bugün başta çocuklar olmak üzere, hem bireylere hem de toplumun bütününe yönelik şiddet; nasıl bir tahribat yapıyor?! Hırsızlıklar, kapkaçlar, soygunlar; aile içi şiddet, boşanmaların artması, evden kaçan ve çeşitli istismarlara maruz kalan çocuklar, sokağa bırakılan bebeler, daha kundakta iken şiddete ve tacize uğrayan bebekler vs. vs... Bunların sebepleri hakkında ciddi biçimde düşünebiliyor muyuz acaba? Bu olayların önüne geçemediğimiz takdirde; ilerde sosyal huzursuzlukların daha da genişleyeceğini ve neticede büyük patlamalara yol açabileceğini hatırda tutuyor muyuz? Bu konuda ciddi kuşkularım var. Ne yazık ki, MİT'in daha önce yaptığı uyarıya, kimse gerektiği gibi kulak vermedi!.. Şimdi aynı kurum, bu defa başka bir tehlike hakkında uyarıda bulunmaktadır. Bari buna kayıtsız kalmasak diyorum!.. Lakin uzunca bir süredir, neredeyse bütün mesaisini; bazı politikacıların eşlerinin başörtüsüne veya alışverişe çıkıp çıkmadığına hasreden kimi siyasetçi ve elitlerimizin buna pek de niyetleri yok!.. Günümüzde istihbarat çalışmalarının biçimi de, mahiyeti de, kapsamı da çok değişmiştir. Artık istihbaratın dörtte üçü açık kaynaklardan derlenmektedir. Bu yüzdendir ki, Sayın Taner; müstakbel muhtemel tehlikelere karşı yeterince korunabilmek için; ülke istihbaratının da yeniden kurgulanması gerektiğini söylüyor. "Ulus devlet" ve proaktif politika hakkındaki açıklamasını da, zaten bu yöndeki bir çalışma çerçevesinde (MİT'in 80. yılı münasebetiyle yapılan hazırlıklar vs.), yapmış bulunuyor. Bir cümle ile ifade edecek olursak; MİT Müsteşarının yaptığı şey, ülkenin geleceği ile ilgili, son derece köklü ve kapsamlı bir stratejik öngörüde bulunmaktır. Emre Taner'in yaptığı uyarının bir benzerini, Genelkurmay eski Başkanı E. Org. Hilmi Özkök; görevi Org. Büyükanıt'a devrederken yapmıştı... Yarın hem Taner'in açıklamasına hem de Hilmi Özkök'ün o konuşmasına biraz daha yakından bakmaya çalışacağım...