Üsluba dikkat!..

A -
A +

Sermaye çok ürkektir... En ufak bir patırtıda kuş gibi uçar gider!.." Türkiye sermayenin bu özelliğinden çok çekti. Yerli-yersiz bazı kararlardan ve yıllarca biriken sorunların bir gün kriz olup patlamasından dolayı, ülkede zaten kıt olan sermaye sık sık kuş olup kaçtı... Mali milattı, krizdi, siyasi istikrarsızlıktı vs. derken, sermaye o kadar ürkütüldü ki, ne yerlisi, ne de yabancısı Türkiye'ye güvenle bakamaz oldu. Yeterli sermaye temerküzü olmayınca da, ne yeni yatırımlar gerçekleşti, ne de devam edenler güçlendirilebildi. Yıllardan beri Türkiye yabancı sermayenin yolunu gözlüyor. Ama şu ana kadar beklenen sermaye bir türlü gelmedi. Sebepler çok ve çeşitli. Yeterince mali güvence olmaması, şeffaflığın bulunmaması, resmi ihalelerdeki keyfilik düzeni, bürokratik engeller vd. Şimdiye kadar gelen her hükümet bu problemlerle mücadele edeceğini vaat etti. Ancak netice pek fazla değişmedi. Böyle olunca da mesela, bırakın Rusya'yı, Polonya bile bizden on kat daha fazla yabancı sermaye çekebildi. Düşünün, bunlar komünizmden kurtulalı ancak 13 yıl olmuş ülkeler. Türkiye'nin neden yabancı kapital bakımından cazip hale gelmediğini iyi irdelemek gerekiyor. Ama ondan önce, bir şeyin daha yapılması icap ediyor; Yerli sermayeyi ürkütmemek ve korkutmamak... Bir süreden beri, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)nun mallarına el koyduğu bir grupla ilgili olarak, özellikle rakip medya gruplarınca yürütülen yoğun bir yayın faaliyeti var. 32 kısım tekmili birden, her gün ya bir villada, yahut çiftlikte veya bir şirket merkezindeki kasalardan, mahzenlerden, gizli bölmelerden çıkarılan eşyanın dökümü veriliyor. Kamuoyunu aydınlatmak adına verilen haberlerin doğru olması kaydıyla, yayınlara denilebilecek bir şey olamaz. Ama bu "polisiye hava"nın piyasaları nasıl etkilediğini de değerlendirmek lazım. Bir de hükümet üyelerinin beyanları var. El konulan grubun sahibi olan ailenin bir ferdi aynı zamanda bir siyasi partinin de genel başkanı olduğu için, işin bir de siyasi boyutu var. Sayın Başbakanı ve bakanları özellikle tartışmanın içine çekmek için maksatlı ve planlı sorular soruluyor!.. Bu tuzaklara düşmemek önemli. Sayın Şener diyor ki: "Cem Uzan gibi gözyaşları içinde hacizleri seyretmek istemiyorsanız, borçlarınızı ödeyin..." Sayın Maliye Bakanı diyor ki: "Herkes borcunu paşa paşa ödeyecek. Ödemeyenlerin halini gördünüz. Biz kanunları spor olsun diye çıkarmıyoruz..." Bu beyanlar özünde doğru ve haklı olsa da, piyasalara nasıl etki yaptığı inceleniyor mu acaba? İncelenmiyorsa büyük eksiklik... Kaldı ki, borçlularla basın aracılığıyla konuşmak yerine, onları usulü dairesinde toplayıp gerekli ihtaratı yapmak daha uygun olmaz mı? Hem böylece başkaları da tedirgin edilmemiş olur. Maksadımız yetkililerin dikkatini bu önemli hususa çekmek. Zira sermaye çok ürkek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.