Vatanseverler bu kadar çok olunca!..

A -
A +

İnsan bazen tereddüde düşüyor; acaba bu kadar çok vatansever politikacımız olduğu için mi, bu ülke bir türlü sıkıntılardan kurtulamıyor?! Meşhur darbı meseli hatırlayalım: Bir yumurtayı dokuz kişi taşırsa, o yumurta kırılır! Hemen yanlış kurgular yapmayalım; elbette hiçbir ülke yumurtaya, onu idare etmek de yumurta taşımaya benzemez. Ama, "teşbihte hata olmaz" düsturuna sığınarak konuyu anlamaya ve mümkünse anlatmaya çalışıyoruz... Aksi halde başka türlü nasıl işin içinden çıkabiliriz! Bakar mısınız, seksen küsur yaşındaki Demirel, bu ülkeyi kurtarmak için bilmem kaçıncı dönüşünü yapabilmek üzere; aylardır köşe bucak dolaşıyor. Bu dolaşma için bir kurdele kesme, bir temel atma töreni yetiyor da artıyor. Demirel'e bu bahaneler yetiyor ama; başkalarına yetmiyor. Yetmediği içindir ki, yine seksen küsur yaşındaki Rahşan Ecevit; bu ülkeyi kurtarma adına, "sağlı-sollu ittifak" (Bu Türk siyasetine yeni giren bir kavram... Ne menem bir şey olduğunu zamanla öğreneceğiz!) çalışmalarına girişti. İnsan böyle bir durumda duygulanmaz mı... Haftalardır koma halindeki eşinin yatağı başında oturup; onun sıhhat durumunu takip etmesi gerekirken; yeni siyasi ittifaklar kurarak bu ülkeyi düze çıkarma veya memleketin yanlış bir istikamete girmesine mani olma; yani düpedüz vatanı kurtarma gayreti, "vatanseverlik" değildir de nedir peki?! Bazılarınızın acı acı gülümsediğini görür gibiyim. Bu tepkiyi vermekte haklı olabilirsiniz ama, konuyu ortada bırakmamak gerekiyor. Yani vatanseverlik nasıl oluyor, vatanı kurtarmak ne demek? Vatanı kimden veya kimlerden kurtarmak lazım? Vatan hangi durumlarda kurtarılır? Kaç türlü vatan kurtarma vardır? Vatan kurtarma bahanesiyle başka işler kotarılabilir mi?! Mesela "Kendim için bir şey istiyorsam namerdim!.." deyip, ondan sonra her şeyi benmerkezci bir yaklaşımla dizayn eden mühendisler samimi olabilir mi? Biz bu vatan kurtarma hikayelerini, çocukların masal dinlemesi gibi ağzı açık dinlemekten bıkmayacak mıyız? Kendisini "kurtarıcı" olarak lanse eden kişi veya kişilerin her dediğine inanacak mıyız, yoksa inanmış gibi mi yapacağız? Onların her yaptığını da kayıtsız şartsız onaylayacak mıyız? Mesela ülkeyi kurtarma adına, ekonomisini batırma gayretlerini, tepkisiz izleyecek miyiz? Bunların vizyon; misyon, pozisyonlarını, cemaziyel evvellerini vs. vs. toplumsal ölçekte bir değerlendirmeye tabi tutamayacak mıyız? Yani bu sözümona kurtarıcıların, milletin zekasıyla alay etmesini, toplumun hafızasını yok saymasını, bila kayd-u şart kabullenecek miyiz? Eeh, eğer bütün bunları yapmaya devam edersek, onlar da vatanı kurtarma çabalarını arttıracaktır tabii. Yani böyle başa böyle tarak!.. Hakikaten merak ediyorum, dünyanın başka yerlerinde de bu kadar çok vatan kurtarıcı var mı? Bir de o kurtarıcıların yaş ortalaması bu kadar yüksek mi? Daha doğrusu diğer memleketlerde de; kurtarıcılık bu kadar ucuz mu? Bu ülkede, vatanseverlerden ve vatan kurtarıcılardan geçilmiyor maşallah... Peki nasıl oluyor da bu memleket daimi şekilde tehlikede bulunuyor? Bu sorular canınızı sıkıyorsa, saflığıma bağışlayın lütfen! Ama bir şeyi anlamak istiyorum gerçekten. İster istemez Nasrettin Hoca'nın şu et ve kedi hikayesi aklıma geliyor... Hani komşusuna iki kilo eti veren hanımı, hesap veremeyince; hocayı savuşturmak için kedi yedi demiş. Ama Hoca bu kadar basit bir cevaba kanmaz. Kediyi tutup tartıverir; tam iki kilo... Sonra haklı olarak şu soruyu sorar; Hanım bu kedi ise, et nerde; yok eğer et bu ise, kedi nerde?! Biz de şunu merak ediyoruz; bu vatan kurtaran kahramanlar, kırk yıldır her gün; ülkeyi kurtara kurtara ne yaptılar? Neyi kurtardılar, hâlâ daha milletin yakasından niye düşmüyorlar? Bu soruyu sorduktan sonra, gözüm tv. ekranındaki görüntüye takıldı. Rahşan Ecevit, yanında Emre halıcı ve bir kişi daha; ilkokul öğrencileri gibi bir üçlü koltuğa sıkışmıştı. Karşılarında ise Deniz Baykal, mütebessim bir çehre ile ve kendisine güvenen bir eda ile oturuyordu... Özetleyecek olursak, ne Sayın Demirel'in ne de Sayın Rahşan Ecevit'in bu ilerlemiş yaşlarında, istirahatlarından hayli fedakarlık yaparak giriştikleri bu ittifak kurma veya cephe oluşturma gayretlerinden tabii ki bir şey çıkmayacaktır. Ama sanki bir sonuç çıkacakmış gibi, medyada geniş yer alması da medyanın vatanseverliği midir, nedir anlayamıyorum doğrusu!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.