Vefatının 30. yılında Turgut Özal’ı anmak…

Sesli Dinle
A -
A +
Merhum Turgut Özal aramızdan ayrılalı tam otuz yıl oldu… Ama toplum nezdinde hatırası hâlâ çok canlı. Çünkü Merhum Özal, bu memlekete hakikaten çok büyük hizmetler yaptı. Ve pek çok büyük hizmetlerin de kapısını araladı… Daha açık ve net ifadesiyle Özal bu memlekete gerçek manada çağ atlattı...
 
On senelik aktif politika hayatına o kadar çok şey sığdırdı, o kadar geniş ve derin bir dönüşüm gerçekleştirdi ki, toplumun büyük bir kesimi, yaşanan değişimin hızından dolayı yapılan hizmetlerin mahiyetini dahi tam olarak anlayamadı. Lakin Merhum Özal’ın ani vefatı tek kelimeyle bütün ülkede şok etkisi yaptı. Onun cenazesinde toplanan yüz binler, daha önce bu şekilde bir fâninin ardından yürümemişti. Hele hele aylar boyunca kabri başında, halka halka dizilip dua etmeye gelen vatandaşlar, benzeri bir tavrı daha önce hiç göstermemişti…
 
Velhasıl Turgut Özal’ın vefatı memlekette bambaşka bir hava meydana getirmişti. Evet, belki çok küçük bir azınlık; genlerinde taşıdığı olumsuzluk, husumet ve kinle, toplumun kahir ekseriyetinin yaşadığı hüznü duymuyordu. Tam aksine belki de gizli gizli seviniyordu. Ama bunun hiçbir kıymeti yoktu. Zira ülke çapında, dalga dalga kabaran sevgi, saygı ve o güne kadar farkına varılamayan kıymeti yitirmenin üzüntü ve pişmanlığı her yönüyle toplumu etkisi altın almıştı. Bu tablo, milletçe bir uyanış ve muhasebeye işaret ediyordu…
 
Tarihte de hep buna benzer tablolar yaşanmıştır… Öyle olmasa, şairler sultanı Baki şu muhteşem beyti yazmazdı herhâlde; “KADRİNİ SENG-İ MUSALLÂDA BİLÜP EY BÂKİ/DURUP KARŞUNA EL BAĞLAYALAR YÂRÂN SAF SAF…”
 
Hayatta iken değil de, öldükten sonra kadrini bilip musalla taşında; karşısına saf saf dizilip ihtiram gösterenler, ne yazık ki çok geç kalmışlardır. O saatten sonra ah vah etmenin bir faydası yoktur. Milletler ve ülkeler zorlukları, sahip oldukları liderler sayesinde aşarlar. Lider denilmesi veya lider pozisyonunda bulunması, tek başına kişiyi lider yapmaz. Daha doğrusu “LİDER” diye takdim edilen veya o iddia ile ortaya çıkan herkes de gerçek anlamda lider sayılmaz. O yüzdendir ki, hakiki liderlerin sayısı gayet azdır. Merhum Özal çok kıymetli bir lider ve devlet adamı idi. Ve bu yönüyle o alelade siyasetçilerden ayrışıyordu. Hatta kendisini siyasetçi olarak da görmüyordu!..
 
Evet, aktif siyasetin içinde idi. Velakin onun hedef ve maksadı çok daha yüce idi. Yakın çevresine söylediği üzere, hedeflediği işleri tamamladıktan sonra politikadan çekilme niyetini de izhar ediyordu. Merhum Özal her yönüyle çaplı bir insandı. Bu özelliği sebebiyledir ki, kısa zamanda bunca işleri yapmaya muvaffak oldu.
 
1980 Darbesini yapan askerler, güçlerini Turgut Sunalp’ın partisi için devreye sokmak istediler. Fakat Turgut Özal, çok başarılı bir siyasi taktikle 1983 seçimlerini kazanıp tek başına iktidar oldu ve Türkiye’nin de önü açılmış oldu. Özal’a kadar cumhurbaşkanlığı makamı sanki generallerin tapulu malı gibiydi!..
 
Merhum Özal şartları kökünden değiştirdi ve bu yolu sivillere de sonuna kadar açtı. Siyasi ve hukuki alanda çok büyük reformları hayata geçirdi. Sadece bir kanuni düzenleme ile o güne kadar mana ve fonksiyonu kalmamış olan yedi bin adet sıfat ve unvanı bürokrasiden silip atmıştı…
 
Merhum Özal değişim için “transformasyon” kelimesini sık sık kullanırdı. Onun iktidarıyla birlikte Türkiye mutlak manada değişime uğradı. Düşününüz, Özal bu ülkeyi iletişim teknolojisi ile tanıştırmadan evvel, sabit bir telefon hattı, tek başına daire fiyatı ayarında idi! İnsanlar seneler öncesinden (talebelik yıllarında) telefon müracaatı yapıp,  beş altı sene sonra ihtiyacı olacak hattı alabilmek için sıraya giriyordu…
 
Nereden nereye! Özal kısa zamanda Türkiye’yi haberleşme teknolojisi bakımından Almanya’nın önüne geçirdi. Şimdiki gençler bunu bilmez. Çünkü doğar doğmaz eline cep telefonu veriliyor. Ama geçmişte bu imkânların temelini kim attı?
 
Turgut Özal sadece Türkiye’yi ekonomik bakımdan kalkındırmadı. O aynı zamanda milletin ufkunu açan medeniyet projeleri de sundu. Bu açıdan derin bir tarih şuuruyla, siyasi tarihimizde yapılan ve koskoca bir imparatorluğun yok olmasına yol açan korkunç hatalara da hep dikkat çekiyordu. Cumhurbaşkanı sıfatıyla, o güne kadar kimselerin konuşmaya pek de cesaret edemediği şeyleri konuşuyor ve gençleri bu konularda doğru bilgi edinmeleri için teşvik ediyordu… hâsılı kelam Turgut Özal büyük bir liderdi. Allahü teala gani gani rahmet eylesin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.