Vetolar ve vekiller...

A -
A +

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Çankaya Köşkü'nde beş senesini doldurmasına günler kaldı. Acaba bu beş sene içinde Sayın Sezer'in en fazla hatırlarda kalacak olan hangi davranış ve kararları sözkonusu?!. Ara sıra sade vatandaş gibi, Semra Hanımla birlikte alış verişe çıkıp file taşıması mı, bazen kırmızı ışıkta aracını durdurup; kurallara riayet etmenin ne denli önemli vatandaşlık görevi olduğu örneğini sergilemesi mi?.. Yahut bunların dışında, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olarak iç ve dış politikada; önemli ve olumlu izler bırakacak herhangi bir tarihi çıkışı mı? Böyle bir icraatı var mı?! Geçen beş seneyi büyüteç altına aldığımızda, maalesef ulusal ve evrensel ölçekte, tarihe geçecek ve bir devlet adamı için kalıcı iz bırakacak bir tavır ve hareketi pek göremiyoruz. Çoğu kez isminin gündeme gelmesine vesile olan olaylar, hep sıradan ve protokoler işler. Bunun dışında neredeyse, zaman zaman cumhurbaşkanının varlığını unutturacak kadar bir sessizlik ve içine kapanıklık sözkonusu... Son günlerde Sayın Sezer'in ismi, bazı kanun tasarılarını veto etmekle ve hükümetin vekaleten atadığı bazı bürokratlara Köşk yasağı koymakla anılıyor!.. Daha önce de bazı resepsiyonlara, milletvekillerinin bir kısmını eşli, bir kısmını da tek başına davet ederek benzer tartışmalara konu olmuştu. Cumhurbaşkanları ile hükümetler arasında zaman zaman görüş ayrılığı ve buna bağlı olarak birtakım sıkıntıların yaşanmasına ülkemiz hiç de yabancı değil. Hâlâ daha sıkıntılarını çektiğimiz 2001 krizini tetikleyen meşhur (Anayasa kitapçığını fırlatma...) hepimizin hafızalarındaki yerini koruyor! Ancak herhalde AK Parti iktidarı dönemindeki kadar, hükümetle Cumhurbaşkanı arasında zıtlaşma yaşanmamıştır. Devletin başı ve tarafsız konumu itibariyle, devletin organları arasında ahenk ve düzenli işleyişi sağlamak gibi bir görevi Anayasada derpiş edilen Cumhurbaşkanı, şimdilerde bazı kesimler tarafından bir "muhalefet odağı" gibi değerlendiriliyor! Acaba bu durum ne kadar sağlıklı? Yani Sayın Sezer'in veto müessesesini bu kadar sık kullanması ve bürokrat tayinlerini bu kadar çok geri çevirmesi normal midir? Bu tutum, Cumhurbaşkanlığı müessesesinin tarafsızlığına gölge düşürmez mi? Çanakaya Köşküne bazı bürokratların girişini yasaklamakla elde edilmek istenen kamu yararı nedir acaba? Küsmekle veya yasak koymakla, devletin maslahatı ne ölçüde sağlıklı şekilde yürütülebilir? Görülüyor ki, Köşk-Hükümet ilişkilerinde hayli sıkıntı var. Geçmişte bazı hükümetler, buna benzer durumlarda Köşkü devre dışı bırakma, yani (bay-pass) etme yoluna başvurmuşlardı. AK Parti iktidarı, bugüne kadar bu yola ciddi şekilde başvurmadı. Fakat Sezer'in bu katı tutumu sürerse, tarih tekerrür edebilir... Sezer'in düşünce ve davranış kıstaslarında, geçmişi ile çelişkiler var. Dün Milliyet gazetesinde Taha Akyol, konuyu ele almıştı; "Yargıç Sezer, imzaladığı mahkeme kararlarında, hükümetin kararnamelerine karşı cumhurbaşkanının (uyarı ve tavsiyeden öte) direnmesini parlamenter sisteme aykırı buluyordu. Cumhurbaşkanının hükümet işlemleri hakkında (yerindelik denetimi yapamayacağını) söylüyordu... Cumhurbaşkanı Sezer ise, (kararnameleri imzalamamak yoluyla iktidar gücünü denetleme) ve kararnamelerin (kamu yararının ve kamu hizmetinin gereklerine uygun olmasını denetleme) yetkilerine sahip olduğunu söylüyor... Anayasa hukukçusu Sezer, çağdaş parlamenter sistemde (gerçek güç kaynağı, seçimle oluşan parlamentodur) diyordu, asıl yürütme yetkisinin hükümette olduğunu, cumhurbaşkanının yetkilerinin biçimsel olduğunu söylüyordu. Şimdi ise, veto gerekçesinde hükümet işlemlerinin hukuki geçerlilik kazanması için cumhurbaşkanının (katılmasıyla ortaklaşa yapılması gereğini savunuyor...)" Cumhurbaşkanı hükümet canibinden işlemleri o kadar çok geri çeviriyor ki, bazen basında (Muhalefet olarak Sezer yetiyor!) yorumları yapılıyor. Bakalım bu durum nereye varacak?! Ancak bu zıtlaşmanın ülke yararına olmadığı açık. Dünya siyasetinde iddia sahibi olmak isteyen bir Türkiye, eğer kendi evinin içini düzeltemezse, "âleme nizamat" vermede rol alabilir mi? Vetoların sınırladığı bir misyon, yahut yasakların kayıt altına aldığı bir vizyonla hangi hedefelere ulaşılabilir? ..... Not: Yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağımdan, yazılara bir süre ara vereceğim. Yeniden görüşmek dileğiyle...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.