Xi’nin Rusya ziyareti ve Batı'da alarm zilleri…

Sesli Dinle
A -
A +

Yeni dünya düzenini şekillendirme yolunda, çok önemli bir adım daha atıldı… Çin Devlet Başkanı Moskova’da, Batı’nın duymak istemediğini ilan etti: “Rusya’yla birlikte çok kutuplu bir dünya inşa ediyoruz…”

 

 

 

Dünya siyasi, ekonomik ve askerî dengelerinde, dramatik gelişmeler ardı ardına sahne alıyor… Ukrayna coğrafyasında, Rusya ile “Kolektif Batı” arasında giderek genişleyen ve şiddetlenen savaşın durması, hele de bitmesi çok zor görünüyor! Ancak savaşın nerelere kadar sıçrayabileceği de tam kestirilemiyor... ABD’nin, her biri birkaç milyar dolarlık paketler hâlinde temin ettiği; modern silah ve mühimmat yardımı, Ukrayna’nın bir yılı aşan direnişini sürdürmesini sağladı. ABD, bu yardım ve destekler konusunda, Avrupa ülkelerini de âdeta burnundan yakalamış sürüklüyor. Zira savaşın bitmesi değil, tam aksine sürmesi için, ABD ve İngiltere çok açık meydan okuyan bir tutum içinde… En son, İngiliz Savunma Bakan Yardımcısı, tam da Çin Devlet Başkanının Rusya ziyaretine denk getirerek, Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum ihtiva eden zırh delici mermiler gönderileceğini deklare etti. Tabiatıyla Rusya cenahından bu açıklamaya cevap gecikmedi… İngiltere'nin, zayıflatılmış uranyum gönderme planına sert tepki gösteren Putin, kendilerine karşı nükleer bileşenli silahların kullanılması durumunda karşılık vereceklerini belirtti. Bu aynı zamanda şimdiye kadar, Putin’in defalarca tekrarladığı ‘nükleer silah kullanma’ söyleminin de devamı niteliğinde idi…

 

Putin, Çin Devlet Başkanı’nın önünde şöyle dedi: “Bugün İngiltere Savunma Bakan Yardımcısı’nın, Ukrayna'ya yalnızca tank tedariki değil, zayıflatılmış uranyum ihtiva eden zırh delici mermileri de göndereceklerini söylediğini öğrendik.” Rusya liderinin tepkisi, ilgili çevrelerde geniş yankı uyandıracak cinsten; “Öyle görünüyor ki, Batı gerçekten de ‘son Ukraynalıya kadar' savaşmaya karar verdi. Artık sadece sözlerle değil, eylemleriyle de bu kararı verdiler. Ancak belirtmek isterim ki, bütün bunlar olursa, Kolektif Batı'nın nükleer bileşenli silahlar kullandığını varsayarak, Rusya da buna göre tepki vermek zorunda kalacaktır!” Diğer yandan Xi Jinping’in “Yüz yıldır olmayan bir değişim geliyor ve bunu birlikte yürütüyoruz…” sözlerine destek veren Putin, Rusya ve Çin'in, bağımsız bir dış politika izlediğinin altını çizdi.  Putin, “BM, BMGK ve diğer kuruluşlarda daha adil ve demokratik çok kutuplu bir dünya düzeninin oluşturulması için dayanışma içinde çalışıyoruz” dedikten sonra, G20, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın oluşturduğu BRICS gibi küresel örgütlerde de, Çin ile birlikte hareket ettiklerini hatırlattı. Dünyanın pürdikkat izlediği zirve sonrasında, Rusya ve Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik iş birliğinin derinleştirilmesine dair ortak bildiri imzalandı… Bu bildiri şüphesiz, ABD’yi fazlasıyla rahatsız edecek…

 

Ortak bildiriye göre, Rusya ve Çin ekonomik olarak koordinasyonlu hareket edecek, iki ülke kendi para birimleriyle ticareti sürdürecek, ticaret yolları genişletilecek ve enerji alanında yeni projeler gerçekleştirilecek. İngiliz Daily Mail Gazetesi, Xi’nin “Çok kutuplu bir dünya inşa ediyoruz…” sözünün, kesinlikle Batı’da alarm zillerini çaldıracak cinsten olduğunu yazdı… Rusya-Çin yakınlaşması ve dayanışmasından duyduğu rahatsızlığı her vesileyle ortaya koyan ABD, bahse konu ziyaretin etkilerini perdelemek için de az çabalamadı. Ancak bu meselede pek fazla yapacağı bir şey de yok. Çünkü Rusya-Çin yakınlaşması, mevcut küresel şartlarda daha hızlı biçimde seyredecek gibi. ABD ise ancak bunu yavaşlatmaya çalışacak. Örnek olarak, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 12 maddelik barış planıyla Moskova’ya indiği sırada, Amerika; Ukrayna’da peşinen barış yoluna duvar örmeye çalışarak, keskin bir çıkış yaptı. “Çin’in tarafsız biçimde ara buluculuk yapamayacağını” ilan etti. Buna karşılık Rusya esnek bir yaklaşımla, “Batı’nın ve Ukrayna’nın hazır olması durumunda”, bu planın barış görüşmelerinde temel olarak ele alınabileceğini duyurdu… Putin bu plan üzerinde Jinping ile görüş alışverişinde bulunduklarını ifade ederken, aynı sıralarda Japonya Başbakanı Fumio Kişida, Kiev’de Zelenskiy ile görüşüyordu. Pasifik Okyanusu'ndaki en büyük tehdit unsuru olan Çin’in Başkanı Moskova’da iken, Kişida’nın Kiev’de boy göstermesinin, ABD ile koordineli yürütüldüğünü belirtmeye gerek var mı?

 

Evet, Amerika Çin ile Rusya’yı karadan ve okyanuslardan çevrelemek için mümkün olan her yolu deniyor, deneyecek. AUKUS anlaşmasıyla; ABD, İngiltere ve Avustralya’nın, nükleer denizaltılarla Çin’in bölgedeki hareket alanını daraltma planları yürürlükte. Aynı şekilde QUAD (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) ile Hindistan, Avustralya ve Japonya’yla birlikte, “Özgür ve Açık Pasifik” stratejisini etkin biçimde sürdürmeye çalışıyor. Velakin ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ABD bundan sonra, Çin ve Rusya yakınlaşmasından ötürü çok zorlanacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.