Türkiye'de en önemli konu olan yeni Anayasa meselesi, gerektiği gibi tartışılmıyor, üzerinde durulmuyor... Oysa Türkiye'nin, çağdaş şartlara göre işleyen bir "hukuk devleti" olabilmesi için; mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu ihtiyacın kesinliği ortada olduğuna göre, artık işin bu kısmının tartışma dışı bırakılıp; yeni anayasanın nasıl ve ne kadar zamanda yapılabileceği ele alınmalıdır. Ülkedeki siyasi kutuplaşmanın, yeni anayasa yapılmasına mani olacak tarzda gelişmesine, asla fırsat verilmemelidir. Çünkü iktidar ve muhalefet kimliği geçicidir. Siyasi partiler, sadece mevcut konumlarına bakarak, anayasa konusunda tavır almanın yanlışlığını anlamalıdır. Öyle görünüyor ki, siyasi partilerde bu hususta kafa karışıklığı yaşanıyor. Sadece Millet Meclisi'ndeki sandalye dağılımına göre değerlendirme yapılması siyasi miyopluktur. Siyasi partiler dışındaki aktörlerin, mesela sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın, bu konuda inisiyatif geliştirerek; siyasileri yeni bir anayasa konusunda daha aktif olmaya zorlaması gerekir... Kısmi anayasa değişikliğe ile, mevcut problemlerin çözülmesi muhaldir! CHP'nin; "Anayasa değişikliğine gerek yok..." diye özetlenebilecek yaklaşımının ne kadar yanlış ve kısır politika olduğu, baskı grupları tarafından işlenmelidir. MHP'nin, yeni anayasa yapma konusunda daha net tavır alması iyi olur. İktidar partisine ise, bu konuda daha büyük görev ve sorumluluk düşüyor!.. Eğer bu ülkede demokrasinin kökleşmesi isteniyorsa, bilinmelidir ki; bunun ilk temel adımı yeni ve sivil bir anayasanın yapılmasıdır. Aynı şekilde, Avrupa Birliği ile bütünleşmeye giden yolun kısaltılması; yol üzerindeki engellerin sür'atle temizlenmesi için de bu gereklidir. AB'ye uyum konusunda, hükümetin hazırladığı "Ulusal Plan"; kısmi anayasa değişikliği ile birlikte en az 130 tane kanun değişikliğini öngörmektedir. Dışişleri Bakanı Babacan'ın ifadesine göre, kanun değişikliğine ilaveten 340'dan fazla tali değişiklik yapılması da gündemde. Anayasa'da yapılan parça bölük değişikliklerin, şimdiye kadar beklenen faydayı sağlamadığı meydanda. Dolayısıyla gerçek bir hukuki reform için yeni ve sivil bir anayasa kaçınılmazdır. Pansuman tedavisinden artık vazgeçilmeli ve ciddi şekilde yeni anayasa hazırlığına girişilmelidir. İktidar partisi, bu konuda yeniden enerjik adımlar atabilirse; öteden beri AB ile tam üyelik süreci hakkında, kendisine yöneltilen eleştirilere de fiilen cevap vermiş olur. Lakin nedendir bilinmez, bu konuda çok istekli görünmüyor... Hasılı kelam, yeni anayasadan başka hiçbir çözüm, gerçekçi değildir!