İçişleri Bakanı söylüyor: Sıkıntılardan kurtulmanın nihai çaresi yeni bir anayasadır... Başmüzakereci Egemen Bağış: "Bu anayasa ile AB'ye girmek asla mümkün değil..." Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu, yıllardan beri yeni anayasa diye haykırıyor. Başbakan mutlaka yeni bir anayasa yapmak gerektiğini tekrarlıyor... Velhasıl siyasetçiler, hukukçular, aydınlar; elitler ve sıradan vatandaşlar, yani toplumun her kesimi yeni bir anayasa yapmanın zaruretini konuşuyor. Lakin bu konudaki görünür ve görünmez engeller bir türlü aşılamıyor. Mevcut anayasa tam bir yamalı bohça görüntüsü veriyor. Hatta artık yama tutmayacak duruma gelmiş!.. Zira şimdiye kadar tam on beş defa yapılan değişikliklerle 83 maddesi, bazı maddeleri birden fazla olmak üzere değiştirilmiş. (On altıncı değişiklik de AYM tarafından iptal edildi...) Maddeler arasındaki insicam, tutarlılık kaybolmuş. Sayın Kuzu'nun tabiri ile, anayasanın başı ve sonu birbirini görmüyor. Böyle bir anayasa ile ülkenin çağdaş değerlere uygun biçimde yönetilmesi katiyen mümkün değil. Esas itibariyle bu anayasayı hayata geçiren iradenin mahiyetinde büyük problem var. Anayasa Hukuku Profesörü Ergun Özbudun ve AYM Raportörü Doç. Dr. Osman Can, şu günlerde bu iradenin niteliği konusunda çok çarpıcı açıklamalar yapıyor. Özeti şudur: 1961 ve 1982 Anayasalarını yapan irade; "kurucu irade", yani milletin iradesi değildir. Ya nedir? Kurumların iradesidir... Daha doğrusu askerî yönetimlerin vesayeti altındaki kurumların iradesidir. Buradan sivil ve demokratik bir anayasa çıkması mümkün mü? Ne yazık ki, şimdiye kadar her yönüyle milli iradenin istikamet ve kontrolünde ve gerçek manada sivil ve demokratik bir anayasa yapılamadı! Bunun yapılmasına bazı kesimler her vesile ile set çekmek istiyor. Sıkıntının kaynağı işte burası. Bu engeli el ele vererek aşabilmeliyiz. Tayyip Erdoğan, şimdiye kadar âdeta anayasa üstü bir güç atfıyla uygulanan ve ülkeyi ortalama her on yılda bir buhrana sokan, askerî müdahalelerin yasal dayanağı; sözüm ona meşruiyet kaynağı(!) diye sunulan İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesi için mutabakat arıyor. Deniz Baykal 2004 yılında "Getiriniz bu maddeyi değiştirelim" demişti. Acaba bugün hâlâ o sözünün arkasında duruyor mu? Aynı şekilde CHP, 1993 yılında hazırladığı yeni anayasa taslağında, askerî yargıyı düzenleyen AY 145. maddesinin değiştirilmesini öngörüyordu. Fakat aynı CHP şimdilerde, askerlerin askerî görev dışındaki suçlardan ötürü sivil yargı yerlerinde yargılanması hükmünü getiren kanun değişikliğini AYM'ye taşıyarak iptal ettirdi... Özetlersek, çağdaş bir hukuk devletinin yapısını eksiksiz biçimde tanzim eden; insan hak ve hürriyetlerini çağdaş değerler mesabesinde garanti altına alan, kuvvetler ayrılığı sistemindeki aksayan yönleri gideren, askerin statüsünü de tam anlamıyla demokratik kriterlere göre belirleyen; ordunun görev tanımını ve sivil otoritenin mutlak denetimini herhangi bir kuşku ve kaygıya yer bırakmayacak şekilde düzenleyen yeni bir anayasa olmadan sıkıntılar asla bitmez...