Yeni hükümet üzerine düşünceler

A -
A +

Başbakan Erdoğan yeni kabineyi açıkladı. Özetle, kabinede altı yeni isim yer alıyor. Üç tane ismin de görevi değişmiş bulunuyor. Başbakanın "USTALIK" diye nitelediği bu dönemde, görev yapacak olan yeni bakanlar kurulunu, bir yandan istikrar; diğer yandan da tecrübe ve performans kabinesi olarak tanımlamak yanlış olmaz... Tek bir yazıda her konuyu dile getirmek mümkün değil. Ayrıntıları zamana yayacağız. Bugünlük şunu belirtelim: Sayın Tayip Erdoğan'ın liderliğindeki AK Parti, Türkiye'ye çok genç ve dinamik, aynı zamanda bilgili-birikimli ve uygulamada başarılı geniş bir siyasi kadro kazandırdı. Sadece yeni kabineye baktığımızda dahi bunu açıkça görüyoruz. Mesela yaş ortalaması... Kabinedeki en yaşlı kişi, 1947 doğumlu Beşir Atalay. Atalay'dan başka altmışını geçmiş sadece dört isim var. Üçü de 1948 doğumlu olan Bülent Arınç, Ertuğrul Günay, Veysel Eroğlu ve 1949 doğumlu Erdoğan Bayraktar. Başbakan da dahil (1954 doğumlu) bakanların çoğu ellili yaşlarda. Bir kısmı da henüz kırklı yaşlarında. Bunun yanında 2002 yılından beri kabinede daimi olarak yer alan ve dolayısıyla büyük bir siyasi ve idari tecrübe kazanan isimler var. Öncelikle Başbakan Erdoğan, 17 yaşından beri aktif siyasetin içinde. Şubat ayında 58 yaşına giren Başbakan, 41 yıllık muazzam bir tecrübeye sahip. 44 yaşındaki Ali Babacan, 2002'de ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına getirildiğinde sadece 35 yaşında idi. Aynı şekilde sağlıkta devrim niteliğinde büyük işler yapan Prof. Dr. Recep Akdağ 1964 doğumlu. Dışişlerinde önce başdanışman, sonra da bakan olarak destansı başarılara imza atan Prof. Ahmet Davutoğlu, henüz 52 yaşında. Ulaşım ve haberleşme alanında hakikaten devasa işler başaran Binali Yıldırım 56 yaşında. Daha çok isim eklenebilir. Ama işin geneline bakalım. Erdoğan dün yeni kabineyi açıkladıktan sonra, hükümet programı ile ilgili olarak da çok önemli başlıklar verdi. Öncelikle Türkiye'nin 780 bin kilometrekarelik yüzölçümünün bütün olarak genel ve bölgesel planlamasının yapılması. Bunun devamında, Büyükşehir belediyeleri ile, il-ilçe belediyeleri ölçeğinde çağdaş imar planlamalarının yenilenmesi ve tamamlanması... Şayet tasarlandığı gibi hayata geçirilebilirse, bu ülke adına belki de en büyük kazanç olacak. Sayın Erdoğan, Türkiye'nin su kaynakları ve su tüketimi ile ilgili olarak da çok ama çok önemli şeyler söyledi. Yalnız konu ile ilgili epeyce kafa yormuş bir kişi olarak, burada Başbakan'ın bir ifadesine özellikle itirazım var. Şöyle ki; "Su bizim için artık âdeta petrol kadar değerli..." şeklinde bir cümle kullandı. Oysa su, bütün canlıların (insan-hayvan-bitki) yegane hayat kaynağı olarak, yeryüzündeki en stratejik maddedir. Petrol gibi, birden fazla alternatifi bulunan bir enerji kaynağı ile mukayese edilmesi doğru değildir. Su, alternatifi olmayan hayati bir maddedir, kıymeti de ona göredir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.