"Yeni Orta Doğu'nun zamanı geldi" değil mi?!.

A -
A +

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Lübnan ve İsrail'e yaptığı son ziyareti sırasında; "Yeni bir Orta Doğu'nun zamanı geldi..." şeklinde Amerika'nın niyet ve maksadını, bir kere daha açıkça ortaya koydu. Aslında bu Bayan Rice'ın ilk ifşaatı değildi. Çünkü aynı bayan bakan, henüz ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı sıfatını taşıdığı sırada; 7 Ağustos 2003 tarihli, The Washington Post gazetesinde kaleme aldığı; "Transforming The Middle East-Orta Doğu'yu Dönüştürmek" başlıklı makalesinde, bölgedeki 22 ülkenin yeniden "dizayn edileceğini" açık ve seçik olarak ortaya koyuyordu... Aynı tarihlerde, "Büyük Orta Doğu Projesi"ni (BOP) açıklama babında, Başkan Bush, Yardımcısı Cheney ve dönemin Dışişleri Bakanı Powell da, Amerika'nın Orta Doğu hakkındaki niyetlerini ayrıntılı şekilde dile getiriyordu. Daha önce bu köşede birkaç kere dile getirildiği üzere; BOP veya GOKAP (Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi), esasen, 1990'ların başındaki Körfez Savaşı öncesinde ve sırasında, Amerikan Stratejik Birimlerinde düşünce planında şekillendirilmiş, 11 Eylül saldırılarından sonra da, önce Afganistan, daha sonra da Irak'ın işgaliyle hayata geçirilmeye başlanmıştı... Yalnız bu projenin çok daha öncelere uzandığının altını çizmek gerekiyor. Belki böylece Bayan Rice'ın İsrail gezisi sırasında "Yeni Orta Doğu'nun zamanı geldi..." şeklindeki açıklamasının manası daha iyi anlaşılmış olur. Onun için de 20'nci yüzyılın başlarına kısa bir geri dönüş yapmak gerekiyor: 1919 yılında, Versay Barış Konferansında masaya sürülen 'Siyonist Harita'da, Lübnan'daki Litani Nehri müstakbel İsrail Devleti için çizilen sınırlar içinde yer alıyordu... İsrail, Güney Lübnan'ı işgal altında tuttuğu 1982-2000 yılları arasında bu nehrin sularının bir kısmını hukuk dışı yollarla gasp etmiştir. Lübnan hükümetinin bu konudaki şikayeti BM kayıtlarında mevcuttur. Bir de 1967 yılındaki "Altı Gün Savaşı" sırasında; İsrail Savunma Bakanı olan Moşe Dayan'ın, şu sözünü hatırlamak gerekiyor: "Bizler Tevrat'a sahipsek, bizler Tevrat'ın halkı olarak kendimizi görüyorsak, Tevrat'ta vaat edilen bütün topraklara sahip olmak zorundayız..." Jerusalem Post, 10 Ağustos 1967. (*) Günümüzde cereyan eden olayları daha net olarak anlayabilmek için şu bilgilere de, bir kez daha göz atmakta yarar var: Dünya Siyonist Örgütü Yayını Kivunim (Yönelimler) dergisinin Şubat 1982'deki 14. sayısında; İsrail Dışişleri Bakanlığının o zamanki üst düzey görevlilerinden Oded Yinon bir yazı kaleme alıyor. 1980'lerde İsrail İçin Stratejiler. Söz konusu yazıda Orta Doğu'nun parçalanması işleniyor... Yinon, Orta Doğu'daki bütün ülkelerin çok zayıf durumda bulunduğunu, çünkü bu bölgedeki devletlerin yapay sınırlar içinde, bir arada yaşamak istemeyen etnik ve dini cemaatleri toplayarak kurulduğuna dayandırıyor!.. İsrail'in bir devlet olarak ayakta kalabilmesi için, bu manzaraya uygun biçimde, bölge devletlerinin bölünmesi gerektiğini belirtiyor. Yinon'a göre; bu çerçevede, Mısır'da bir Kopt (Hristiyan Kıpti) devleti ve küçük ve zayıf birimler kurulması gerekiyor... Camp David Anlaşması ile Mısır'a geri verilen Sina Yarımadası da, mutlaka tekrar alınmalıdır! Yazar, Mısır'dan başka bölünmesi gereken devletler arasında, en başta Lübnan'ı sayarak şunları yazıyor: "Lübnan'ın zaten fiilen var olan beş bölgeye bölünmesi bir örnek (precedent) teşkil edecektir. Bu bölgeler bir Maruni Hristiyan bölgeyi, bir Sünni Müslüman bölgesini, bir Dürzi Bölgesini ve beşincisi olarak Haddat'ın milisleri aracılığıyla İsrail'in denetimi altında çoğunlukla Şii bölgesini içerecektir." Herhalde yavaş yavaş "Yeni Orta Doğu" kavramını kavramaya başladınız!.. Ama biraz daha kavramanız için aynı yazıdaki şu projelere bakmanız gerekiyor: Suriye ve Irak'ın etnik ve mezhebi temeller üzerinde bölünmesi... Suriye'nin kıyıda bir Alevi devleti, Halep Bölgesinde bir Sünni devleti, buna hasım olarak Şam'da bir başka Sünni devleti; Golan, Hauran ve Ürdün'de bir Dürzi devletine bölünmesi... Nasıl bayağı teferruatlı değil mi? Ama şuraya dikkatiniz çekmek isterim: Irak'ta, güneyde Basra çevresinde bir Şii devleti, Kuzeyde Musul çevresinde bir Kürt devleti ve ortada Bağdat çevresinde bir Sünni bölgesi olarak üçe bölünmesi stratejisi çiziliyor. (**) Ne zaman? Şubat 1982, yani tam çeyrek yüzyıl önce... Önceki akşam, George W. Bush, Beyaz Saray'da Irak Başbakanı Nuri El-Maliki ile görüşürken; ABD'nin Filistin topraklarında ve Lübnan'da demokrasiye verdiği destekten bahsediyordu iyi mi!.. ..... (*) Roger Garaudy, İsrail, Mitler ve Terör; s. 32, (Pınar Yayınları) (**) Cengiz Çandar; Orta Doğu Çıkmazı, s. 37-38 (Hil Yayın)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.