Yeni şeyler söyleme zamanı...

A -
A +

Ermeni soykırım iddialarına karşı, bugüne kadar izlenen politikaların doğru ve yeterli olmadığı, ortaya çıkan sonuçlarla netleştiğine göre; bu konuda artık köklü bir değişikliğe gitmenin belki de tam zamanı. Zira bu saatten sonra; ne Amerikan Temsilciler Meclisi'ne, ne Fransa Parlamentosuna, ne Avrupa Parlamentosuna, ne Polonya'ya, ne Kanada'ya; ne de Arjantin ve diğerlerine, soykırımın olmadığını anlatmaya çalışmanın pek bir faydası yok!.. Ermeni Diasporasının kampanya başlattığı dönemlerde; şayet sessizlik ve inkar yoluna gitmek; daha sonra da cılız savunma pozisyonlarına geçmek yerine, hiç olmazsa "En iyi savunma taarruzdur..." prensibi uygulansaydı, daha tutarlı ve etkili bir yol tutulmuş olurdu. Yani daha en başta, bize soykırım suçlaması yapmaya kalkışan Avrupalılara; asırlar boyu Afrika'dan köle olarak, yaşlı kıtaya taşınan yüz milyonlarca siyahi insanın başına gelenleri (Mesela en az iki yüz milyonunun yollarda hayatını kaybettiğini...), onların resmi belgelerine dayanarak önlerine koymalıydık. Soykırım yoktur diyenlere karşı, kanun çıkarmaya yeltenen Fransa'nın; Cezayir'de 1.5 milyon kişiyi nasıl hunharca katlettiğini ve sivil halka karşı ne gibi canavarlıklar sergilediğini; kendi devlet arşivlerindeki belge ve film görüntüleriyle yüzlerine çarpmalıydık... 20'nci yüzyılın başında, Kuzey Amerika'daki Kızılderililerin nüfusu en az elli milyondu.. Ama, bugün ABD sınırları içinde yaşayan Kızılderililerin sayısının, ancak elli bin civarında olduğu belirtiliyor. Bunların da çoğu, "reservation" denilen kamplarda izole edilmiş vaziyette. Kendilerine pasaport dahi verilmiyor... Hollywood yapımcılarını dolar milyarderi yapan yüzlerce filmde, 'Beyaz Adam'ın insan kıyımındaki mahareti sergilenirken; bir yandan da Kızılderililerin de nasıl soykırıma uğratıldığı dramatize edildi. Dikkat buyurunuz, yüzyıl içinde soyu tükenmiş olan elli milyon insandan bahsediyoruz...Topraklarına el koymak için ortadan kaldırıldı bu insanlar. ABD Temsilciler Meclisi'ndeki üyelere sorarsanız, herhalde film yaparak ülkeye oluk oluk para akmasını sağlayan vahşi kapitalizm ekonomisiyle, Kızılderili soyuna karşı uygulanan vahşetin de aklanmış olduğunu söyleyeceklerdir ! Kızılderili soykırımını hatırlayan yok... Davasını güden de yok. Lakin, Afganistan'da kaç bin kişinin öldüğünü bilen de yok. İşgalin başlangıcında esir kamplarına doldurulan binlerce kişinin akıbetinin ne olduğunu da kimse araştırmadı. Sadece havadan bombalanan köylerin enkaz görüntüleri ve hayatını kaybeden sivil insanların cesetleri bazen haber oluyor. Esir mi, suçlu mu, sanık mı olduğu belli olmayan yüzlerce kişinin; Guantanamo üssünde yıllardır, hangi hukuki gerekçe ile ve nasıl tutulabildiğini de kimse merak etmiyor galiba... Bizdeki gözaltı süresini sorgulayan, AB komiserlerine duyurulur... Peki Irak'ta ne oluyor? Birleşmiş Milletler Raporuna göre, bir milyondan fazla sivil insan öldürüldü. En az 2.3 milyon insan da mülteci durumuna düştü. Bunlar canını kurtarmak için yerini yurdunu bırakıp komşu ülkelere sığındı. Kim, hangi sebeple onları bu hale düşürdü? Bunu soran var mı? Acı acı gülümsediğinizi görür gibiyim. Öyle ya; "Süper Güç" Amerika'ya kim hesap sorabilir ki! Irak'ta sadece sivil ve savunmasız insanlar ölmüyor. Burada çok daha başka vahim oyunlar dönüyor. Bir taraftan iç savaşın tohumları ekilirken, diğer taraftan da sayısı belli olmayan terör örgütleri cirit atıyor. En fazla da Türkiye'yi bölmeye çalışan, PKK örgütü at oynatıyor. ABD'nin güya Irak Güvenlik Kuvvetlerine vermek üzere; buraya gönderdiği on binlerce silah, (Bazı haberlere göre tam 175 bin adet...) kayıp ilan ediliyor. Ne gariptir ki, bu kayıp silahlar, hep PKK militanları üzerinde çıkıyor ve bunlarla Türk askerine saldırı düzenleniyor... Türkiye kendi topraklarına yapılan terörist saldırıları önlemek için; uluslararası hukuktan doğan sıcak takip hakkını kullanmak isteyince de, Amerika şiddetle karşı çıkıyor. Müttefikimiz olan aynı Amerika, bu arada Temsilciler Meclisi'nde Türkiye'nin aleyhine Ermeni soykırım tasarısını tartışıp onaylama sürecini işletiyor... Sizce, yeni şeyler söyleme zamanı değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.