Yeni yasama yılında üç önemli mesele...

A -
A +

Oldukça yoğun ve hareketli geçmesi beklenen yeni yasama yılı dün itibariyle başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu vesile ile Millet Meclisi'nde geniş perspektifli bir konuşma yaptı. Hemen belirtelim ki, Sayın Gül'ün konuşması; politik deneyim ve birikimini yansıtan bir muhtevaya sahipti. Türkiye'nin önemli iç ve dış meselelerine vurgu yapılan ve çözüm yolları konusunda, görüş ve tavsiyelerin de yer aldığı konuşmada; en fazla öne çıkan üç mesele var. Güneydoğu Bölgesindeki sıkıntılar, Avrupa Birliği'ne tam üyelik çalışmalarının yeniden güçlendirilip hızlandırılması ve yeni Anayasa... Bunlar esasen hem Meclis'in ve hem de hükümetin gündem ve programında öncelikli konular olma durumunda. Zira mahiyetleri itibariyle, bu konular aciliyet ve ehemmiyet bakımından en üst sıralarda. Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi Beşağaç Köyü'nde, bölücü terör örgütünün yaptığı son katliam; Güneydoğu meselesinin yakıcılığını bir kere daha en feci şekilde ortaya koymuştur. Bölücü terörün bertaraf edilmesi için; güvenlik tedbirlerinin yanında, bölgeye dönük olarak yapılacak ekonomik ve sosyal düzenlemelerin, bir an evvel ve en etkili biçimde hayata geçirilmesi gerekmektedir. 22 Temmuz seçimlerinde ortaya çıkan siyasi tablo; vatandaşlarımızın bu bölgeye yapılan hizmetlere karşı, gösterdiği duyarlılığı çarpıcı şekilde yansıtmaktadır. Terör örgütü de, kendi aleyhine dönen konjonktürü yeniden tersine çevirmek maksadıyla; her türlü vahşiliğe ve caniliğe başvurmaya başlamıştır. Başta köy muhtarı olmak üzere, Beşağaç Köyü'ne su getirmeye çalışan tam on iki vatandaşın hunharca katledilmesi; bölücü örgütün, bu bölgeye hizmet götürülmesini engellemek için başvurduğu alçakça bir tedhiş ve terör eylemidir. Çünkü buralara ekonomik ve sosyal hizmetlerin gitmesi; bölücülerin istismar kozlarını ortadan kaldıracaktır. Yasama ve yürütme organları; Güneydoğu konusunda gerekli her türlü hukuki, iktisadi ve sosyal reformun bir an evvel hayata geçmesi için seferber olma durumundadır!.. Yeni bir anayasa yapma çalışmaları, ülkenin geleceğini şekillendirmede bir kilometre taşıdır. Eğer Türkiye, beklenen ve arzu edilen ölçüde sivil, demokratik ve günümüz şartlarına cevap verecek muhtevaya sahip yeni bir anayasayı, çok fazla gecikmeden hayata geçirebilirse; bu, ülkenin ekonomik gelişmesinde ve siyasal güçlenmesinde bir kırılma noktası olacaktır... Elbette bunu yapabilmek için, öncelikle kısır çekişmelerden ve ülkeye vakit ve enerji kaybettiren lüzumsuz ve verimsiz tartışmalardan kurtulmak gerekiyor. Anayasa konusunda her türlü görüş ve düşüncenin irdelendiği özgür bir tartışma ortamı; sağlıklı bir neticeye gidebilmek bakımından son derece önemlidir. Ancak tartışma yerine, tarafların birbirini suçlaması, rejim düşmanlığı ile itham edilmesi ve birtakım hayali tehlikelerin realite imiş gibi körüklenmesi, doğru bir yöntem olamaz! Meclis ve hükümet, yeni Anayasa konusunda gereken her şeyi kararlılıkla ve zaman kaybetmeden yerine getirmelidir. Yeni dönemin en önemli konularından birisi de, Avrupa Birliğine tam üyelik sürecinin hızlandırılmasıdır. Bu sürecin belli aşamaya getirilmesi; içeride yaşanan bazı lüzumsuz tartışmaları ve kimi yersiz endişeleri de kendiliğinden sona erdirecek, en azından minimize edecektir. Bu sürecin ilerlemesine paralel olarak Türkiye'nin demokrasisi de güçlenerek kökleşecektir. Son iki yılda, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerdeki gevşeme ve AB cephesinde ülkemiz aleyhine meydana gelen gelişmeler, bazı tereddüt ve endişelere yol açmış bulunuyor. Bunun bir an önce izale edilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Gül, Meclis'teki konuşmasında AB süreci ile ilgili düşüncelerini ve şahsen bu konuda neler yapmak istediğini net olarak ifade etti. Geçmiş dönemde hükümet ile Çankaya arasında uyum ne yazık ki yoktu. Bu durum en azından gerekli sinerjinin oluşmasına mani oluyordu. Bu sebeple Sayın Gül'ün yapabileceği katkılar çok önem arz ediyor... Özetlemek gerekirse, son genel seçimlerin sağladığı siyasi istikrar, gerektiği gibi değerlendirilerek; ülkenin kronikleşmiş meselelerinde köklü çözümlere bir an evvel ulaşılabilmelidir. Bu konu, AK Parti iktidar açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Zira 2009 Mart'ında yapılacak yerel seçimlere kadar; hükümetin ortaya koyacağı performans, sandıklara birebir yansıyacaktır. Dolayısıyla süre giderek daralmaktadır. Bu zaman zarfında, iktidarın mutlaka yukarıda değindiğimiz üç önemli konuda; güçlü adımlar atması kaçınılmaz görünmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.