Dünkü yazıda, Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Münih Güvenlik Konferansında ABD'yi "şaşırtan ve hayal kırıklığına uğratan" çıkışından bir nebze bahsetmiştik. Bugün de aynı konuya devam etmek istiyoruz. 1990'ların başından bu yana; Amerika'nın orta ve uzun vadede "rakip" olarak gördüğü Rusya'yı çevrelemek için yaptığı atraksiyonların bir kısmı, sonuç itibariyle başarılı olmuştur. Batlık ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinin NATO'ya dahil edilmesi, Macaristan ve Bulgaristan'da yeni ABD üslerinin açılması vs. Bir kısım atraksiyonlarda ise; ilk etapta başarı sağlanmış gibi görünse de daha sonraki gelişmeler bu başarıyı gölgelemiş veya dengeler yeniden değişmiştir. Mesela Ukrayna ve Gürcistan ve Kırgızistan'daki "Turuncu" ve "Karanfil" devrimleri... Buralarda istenen ve beklenen neticeler tam olarak gerçekleşmedi. Çünkü Rusya'nın karşı ataklarıyla, hem Ukrayna'da ve hem de Gürcistan'da siyasi dengelerde önemli değişiklikler olmuştur. Ukrayna'da Turuncu Devrimle işbaşına gelen iktidar, pozisyonunu koruyamadı. Onun yerine tekrar Rus yanlısı bir hükümet iş başına geldi. Gürcistan'da da, Rusya'nın Doğal Gaz'ı tam bir stratejik silah olarak kullanması üzerine, siyasi iktidar karanfil devriminden sonra, Rusya'ya karşı ortaya keskin muhalif politikayı gevşetmek zorunda kaldı. Kırgızistan'da işler hiç de yolunda gitmiyor. Burada siyasi dengeler neredeyse günübirlik değişiyor... Putin'in Münih'te yaptığı müthiş çıkış; tam da Amerika'nın Doğu Avrupa ve Afrika'da iki önemli hamleyi başlattığı döneme rast geldi. Amerika; daha önce CENTCOM'un (Merkezi Komutanlık-Bilindiği gibi Irak'taki işgal kuvvetleri de bu komutanlığa bağlı) sorumluluk alanındaki Afrika için yeni bir komutanlık kuruyor; AFRİCOM... ABD yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre, bu komutanlığın görevi; (şimdilik) teröre karşı mücadele konusunda iş birliği ve koordinasyonu sağlamak olacak... ABD'nin hali hazırda Cibuti'de bir askeri üssü bulunuyor. Bu üsteki ABD unsurlarının Etiyopya ordusuna verdiği kara-hava ve lojistik destekle; Etiyopya askerleri kısa süre önce Somali topraklarına girip, Mugadişu'da kontrolü ele geçiren ABD muhalifi "Şer'i Mahkemeler" Yönetimini devirmişti. Ancak ilgili çevreler bu yeni komutanlığın geleceğe dönük olarak, Afrika Kıtasında daha geniş ve stratejik görevler sütlenebileceğini belirtiyor. Amerika Çin'in petrol zengini bir ülke olan Sudan ile önemli iş birliği anlaşmaları yapmasından büyük rahatsızlık duyuyor. Diğer taraftan 'Kara Kıta'da önemli petrol kaynaklarına sahip olan Nijerya, Cezayir, Angola gibi ülkelerin istenmeyen bloklara yaklaşması veya dahil olmasını önlemek için yeni atraksiyonlara girişebilir!.. Putin esas tepkiyi, ABD'nin İran'ı ve onun nükleer çabalarını bahane ederek Çek Cumhuriyeti ve Polonya'ya füze kalkanı sistemini yerleştirme hazırlıklarına gösterdi. Rus Devlet Başkanı, ABD'nin İran'ı bahane etmesine kanmadıklarını şu cümle ile kayda geçirdi: "Eğer gerçekten İran tehlikesi sözkonusu ise; o zaman bu füze sistemleri Türkiye'ye yerleştirilsin!.." Son derece enteresan bir beyan değil mi? ABD, "Yeni bir soğuk savaşa gerek yok..." kabilinden ifadelerle daha alt perdeden cevap vererek, şimdilik tartışmayı sürdürmek istemediği görüntüsünü verdi ama; Rusya (ve aynı paralelde Çin), dünyayı tek başına istediği gibi yönlendirmeye çalışan Amerika'nın, son on beş yıldaki fütursuz politikalarına daha etkili şekilde karşı koyacaklarını izhar etmiş bulunuyor. Bu noktada İran meselesi büyük önem taşıyor. Bu karşı duruşun başka yansımaları da olacaktır. Belki hemen doğrudan bir bağlantı kurulmaz ama; Fransa Başbakanı Villepin'in; "ABD Irak'ta başarısız oldu. Artık çekilmelidir..." şeklindeki çağrısının benzerleri sırada beklemektedir. İspanya Başbakanının bu konuda yaptığı açıklama da dikkat çekicidir. Yani 2003 Mart'ına göre; durum ve dengeler hayli derinden değişmiştir!.. Putin bir ilke daha imza atarak; Orta Doğu bölgesinde son derece kritik bir zamanda, Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün'e resmi ziyarete çıktı. Riyad'da Kral Abdullah tarafından çok sıcak karşılandı: "Putin'de devlet, barış, adalet ve hukuk insanı görüyorum..." diye iltifatta bulunan Suud Kralı, Rusya ile önemli alanlarda iş birliğine girecekleri sinyalini verdi. Herhalde bu gezi, Putin'in Münih'teki sözlerinden daha fazla ABD'yi ilgilendiriyor!..