Yevgeny Prigojin kimin gölgesinde?

Sesli Dinle
A -
A +
Ukrayna savaşı dolayısıyla fena hâlde zora girmiş bulunan, Rusya’daki son tuhaf darbe teşebbüsü veya kalkışma veyahut isyanın elebaşı olan Prigojin’in (Prigozhin) ifadesiyle, “adalet yürüyüşü” olayının, altında tam olarak ne yatıyor? Şu ana kadar, sayısı mebzul ‘Rusya uzmanının’; ekranlardan üfürdüğü ve hiçbiri diğerini desteklemeyen sıradan yorumları, bu konuya hiç de açıklık getiremedi. Öyle görünüyor ki, bu hadiseyi ve muhtemelen peşinden gelebilecek başka gelişmelerin mahiyetini anlayabilmek için zamana ihtiyacımız olacak…
 
Bu arada bazı sorularla konuyu deşmeye çalışmanın da zararı yok hani! Öncelikle Wagner’in patronu diye takdim edilen Yevgeny Prigojin tam olarak kimdir? Neyine güvenip de boyunu çok çok aşan, büyük işlere girme cüretini gösterebiliyor? Bu adam her şeyden önce asker filan da değil. Hayat tecrübesine hırsızlık ve soygun gibi gayrimeşru fiillerle başlayıp, sekiz yıl hapis cezası da yemiş bir kişi. Daha sonra yakaladığı fırsatlarla işleri büyütüp servet sahibi olabilmiş. Önce Putin’in özel aşçısı olarak kritik yer edinmiş. Daha sonra da Rus Ordusu için büyük iaşe ihalelerine girip kazanmış…
 
Biti iyice kanlanmış, derken iletişim alanında da iddialı işlere girişmiş. Öyle ki, ABD Başkanı Trump lehine trol ordusu kuracak kadar işleri ileriye götürmüş… Nihayet Wagner isimli, oldukça karanlık paralı asker şirketi(!)nin başına geçmiş. Gelgelelim bütün bu yönleriyle, olsa olsa, Rusya’da sayısı fazla olan zengin oligarklardan biri diye tanımlanabilir. O kadar! Yani koskoca Rusya’da darbe yapmaya kalkışmak, Prigojin’in asla kaldırabileceği şey değildir. O zaman Prigojin kimin gölgesi? Arkasında kimler olabilir?
 
Bu sorunun cevabını ararken, 32 yıl öncesine, Sovyetler Birliği’nin tam olarak dağılmasına dört ay kala, 19 Ağustos 1991 günü gerçekleşen bir darbe teşebbüsüne kısaca göz atmakta fayda var…
 
Gennaddi İvanoviç Yanayev… Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Yardımcısı. Komünist düzeni korumak maksadıyla, Gorbaçov’a karşı; radikallerin can havliyle giriştiği darbenin görünürdeki öncüsü… Ama o kadar zayıftı ki, darbe bildirisini okumaya çalışırken, elleri titriyordu.
 
Nitekim darbe teşebbüsü toplam üç gün sürdü! Daha sonra alkol pençesinden kurtulamayan Boris Yeltsin, bir tankın üzerine çıkarak darbeye direnişin kahramanı oldu! Ve darbenin arkasındaki esas isim olarak, dönemin Sovyetler Birliği Savunma Bakanı (SSCB adına mareşallik rütbesi verilen son kişi) Dmitry Yazov, deşifre oldu ve Yanayev ile birlikte tutuklanarak hapse gönderildi. Darbeye destek veren bir başka Mareşal Ahromeyev (SSCB Devlet Başkanı Danışmanı, eski savunma bakan yardımcısı) ile İçişleri Bakanı Boris Pügo, başarısız olacaklarını anlayınca intihar ettiler…
 
Şimdi burada bir kere daha Prigojin’in arkasında, gerçekten güçlü konumda bir veya birden fazla kişinin varlığını irdelemek gerekiyor… Çünkü Prigojin, aylardan beri, alenen Rus Savunma Bakanı Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Gerasimov’u açıkça hedefe koymuştu ve onlara “beceriksiz pislikler” diye hakaret edecek kadar da ileri gitmişti… Bazı çokbilmiş uzmanlara göre, Putin’in bu kalkışmadan haberi yokmuş da, CIA Wagner’in içine sızmış olabilirmiş de, bilmem daha ne olmuş da… Komik şeyler bunlar! Putin, Rusya’nın en zor zamanlarında; bir düzineden fazla oligarkı, (Rusya menfaatlerine aykırı hareket ediyorlar) diye acımasız şekillerde cezalandırdı. Kimilerini tamamen ortadan kaldırdı. Kimileri ülke dışına kaçmak zorunda kaldı. Dememiz o ki, Rusya’da reformlar ve köklü düzenlemeler çok sert yöntemlerle olur…
 
1990 Mayıs ayında, Rus Yüksek Sovyet’i, Rusya’nın bağımsız bir devlet olduğunu ilan ederek, aldığı kararların Sovyet kanunlarının üzerinde olduğuna dair hüküm verdi… Devrin SSCB Lideri Gorbaçov, Rus Yüksek Sovyeti’nin bu kararını illegal ilan etti. Ne var ki, artık sesini kimseye duyuramayacak kadar konumu zayıflamıştı. Ve o Gorbaçov ki, KGB’nin başına gelmiş en sert kişilerden biri olan Yuri Andropov’un halefi idi. Ve SSCB Politbürosu onu Genel Sekreter seçerken, “Bu adamın sempatik gülüşü var, ama dişleri de demirden…” diye, bir vakitler güç ve dirayetine dikkat çekiliyordu. Velakin zamanla çok şey aşınır!.. Tankın üzerine çıkan reform yanlısı Boris Yeltsin liderliğinde, Rusya; tarihte bir ilke imza atan ülke olarak, kendi imparatorluğundan bağımsızlığını ilan etti… Evet, o Rusya ki, Sovyet İmparatorluğunun bizatihi omurgası idi! Ne çare ki, kader ağlarını bir bir örüyordu. SSCB dağılmadan önce; Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya,  Çekoslovakya gibi peyklerinin komünist hükûmetleri tek tek yıkılmıştı. Belki de en çarpıcı olarak, Berlin Duvarı çökmüş ve Doğu Almanya Batısıyla birleşmişti. Demek oluyor ki, akıntıya karşı kürek çekmenin bir anlamı kalmamıştı… Netice olarak, Rusya yeni bir inkılabı yaşayacaksa, bu öyle Prigojin gibilerle olmaz. Putin’in “İç savaşı durdurduk” sözünü de, dikkatli tahlil etmek lazım. Belki de çok daha başka manada bu cümleyi kurmuş olabilir!
 
Kurban Bayramının İslam âlemine ve bütün insanlığa huzur ve sükûnet getirmesini niyaz ederim. Nice nice bayramlara...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.