Bir sonraki yazı gelecek sene, yani 02 Ocak 2011 günü çıkacağı için; bu yılın defterini bir gün önceden kapatalım... Sayısız kez tekrarladığımız klasik ifade ile, bir yıl daha geçti; yahut bitti, yahut tükendi, yahut geride kaldı... Bir yıl, yani 12 ay, yani 52 hafta, yani 365 gün, yani 8760 saat, yahut 525 bin 600 dakika vs. bir daha geri gelmeyecek şekilde ömrümüzden eksildi! Çocuk, genç, yetişkin ve ihtiyar herkes, hepimiz yarından sonra artık geçmiş yıl olacak bu senede de, kimi gün sevindik; kimi gün üzüldük, bazen ümitlendik; bazen meyus olduk, sinirlendik, darıldık velhasıl insanoğlunun biyolojik ve psikolojik bütün hallerini yaşadık. Ama herhalde pek azımız yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın tam ve doğru bir muhasebesini yaptık... Tekrar kazanılması mümkün olan paralarımızı harcarken yaptığımız sıkı hesabı, acaba artık geri gelmeyecek ömrümüzü tüketirken yapabilseydik, neler olurdu veya biz ne halde olurduk?! O zaman, her yıl yaptığımız ve fakat sık sık revize etmek zorunda kaldığımız, plan ve programlarımızı bu denli değiştirmek zorunda kalır mıydık? Bir haftalık, bir aylık, bir yıllık plan ve programını harfiyen uygulayabilen, gerçekleştirebilen kaç tane babayiğit, daha doğrusu kaç tane bahtiyar kişi vardır ki? Şunu da yapacağım, onu da başaracağım... diye hep takatimizin fevkinde bir seviyeye koyduğumuz çıtayı kaç kere aşabildik? Müsaade ederseniz ben kendi adıma cevap vermeyeyim. Zira cevap iç açıcı değil!.. Ama her şeye rağmen, hatta yarına bile çıkma garantimiz olmadığı halde; yine geleceğe dönük orta ve uzun vadeli hesap kitap yapacağız, yine çok gerisinde kalacağımız plan ve programlar yapacağız. Çünkü başka çare yok. Çünkü hayat devam ediyor... Bir yıl daha geçti. Ama kimler nasıl geçirdi? Mesela Irak'ta ve Afganistan'da nasıl geçti? Irak'ta ve Afganistan'da kaç bin kişi daha işgalcilerin kurşun ve bombalarıyla senenin sonunu erken getirdi?! Buralarda kaç kişi kendisiyle birlikte daha kaç yüz kişiyi de gelecek yılı göremeyecek hale soktu? Afrika'da kaç kişi açlık ve salgın hastalıklardan öldü? Onlar açlıktan ölürken, zengin ülkelerde kaç milyon kişiyi doyuracak gıda maddesi çöpe gitti? Hesaplar değişik, rivayetler muhtelif. Ama netice aynı. Bir tarafta sefalet, diğer yanda sefahat, bir o kadar da varlıktan dolayı azgınlık ve rezalet!.. Bu tablo gelecek sene de değişmeyecek. Pardon değişecek ama, daha olumsuz yönde!.. Gelecek sene de, dünya nüfusunun kahir ekseriyeti için sıkıntılı geçecek. Yine insanlar ölecek, öldürülecek... Hatta fakir ülke insanlarına ne kadar silah satılıp ne kadar birbirlerini boğazlamaları sağlanırsa, o silahları satan ülke insanları da aynı oranda zenginleşecek, harcayacak, kahkaha atacak.... Yani daha da fazla azacak! Ama onların da bir kısmı, bir sonraki yıla ulaşamadan şu veya bu sebeple ölecek! Yani anladığınız ve bildiğiniz üzere, bu dünya herkes için fani. Önemli olan bu yılları nasıl geçirdiğimiz. Evet... Sondan bir evvelki gününü yaşadığımız bu yıl gibi, gelecek sene de televizyonlardan insan zekasıyla alay eden ve hiç de normal ve gerçekçi bir hayatı yansıtmayan sefil diziler yayınlanacak... Ve ne yazık ki, çoğumuz belki de neredeyse hepimiz oturup, bu dizileri izlemekle zamanımızı tüketeceğiz. O halde yine, aynı can sıkıcı soru: Zaman, pardon ömür konusunda, kâr- zarar hesabını doğru yapabiliyor muyuz? Yapabilenlere ne mutlu!..