Yüksek Askerî Şûra, dün ve bugün…

Sesli Dinle
A -
A +
Yüksek Askerî Şûra yarım günde tamamlandı. Ama bir vakitler üç gün sürerdi. Yankıları ise haftalarca devam ederdi. Bazen de krizler doğardı. Geçmişten bugüne, Yüksek Askerî Şûra’nın Türk siyasi, idari ve güvenlik hayatında çok derin ve sancılı izleri vardır… Konumu ve kararlarıyla, âdeta tamamen müstakil, sivil otoritenin etkisinin sembolik, bazen hiç olmadığı bir yapıda idi! Başbakan ve millî savunma bakanı şûra kararlarına ancak şerh düşebiliyordu. Temmuz 2016’ya (İhanet kalkışmasından 15 gün sonrasına) kadar, hükûmetin YAŞ’taki temsili, başbakan ve millî savunma bakanı ile sınırlıydı. Buna mukabil kuvvet komutanları, jandarma genel komutanı, ordu ve donanma komutanları ile orgeneral ve oramiral rütbesindeki bütün askerler (sayı bazen 20’yi bulurdu) YAŞ üyesi idi. Oturma düzeni dahi çok farklı idi. Kanunen YAŞ’ın başkanı olan başbakan, genelkurmay başkanı ile yan yana otururdu… Bir de YAŞ toplantısından sonra, görev devir teslim törenlerinde atılan nutuklar vardı. Kuvvet ve ordu komutanlarının görevi bırakırken veya devralırken, sivil otoriteye hangi mesajları vereceği yahut ne gibi ihtarlarda bulunacağı dikkat ve endişeyle izlenirdi. Bazen derin krizler de çıkardı. 1987 Temmuz’unda, “NECDETLER OPERAYONU” diye ifade edilen olay bu türdendi.
 
Devrin Başbakanı Merhum Turgut Özal, o günkü kara kuvvetleri komutanı Necdet Öztorun’un genelkurmay başkanı olmak için, bütün altyapıyı (o sırada genelkurmay başkanı olan Necdet Üruğ ile birlikte) kurduğunu, kendisine gönderilen davetiye ile öğrenmiş ve derhal duruma müdahale ederek, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in de inisiyatif almasıyla planları topyekûn bozmuştu… Oysa Necdet Üruğ’un yaptığı terfi planı ve ayarlamalara göre, 2000 yılının komuta kademesi bile o gün itibarıyla belirlenmişti! Mesela o sırada kara kuvvetleri kurmay başkanı görevinde bulunan korgeneral rütbesindeki Nazif Oka, 2000’li yılların genelkurmay başkanı olarak görülüyordu. Özal’ın yaptığı müdahale ile Necdet Öztorun ve Nazif Oka emekliye sevk edilmişti…
 
Temmuz ayları tayin-terfi işleri sebebiyle hep sıcak geçer. 1987 ve 2011 Temmuz’u da aynen öyle olmuştu. 2011 Temmuz ayı sonunda, YAŞ’a iki gün kala; jandarma hariç, dönemin komuta kademesi toptan istifa etmişti (Daha doğrusu hepsi emekliliklerini istemişlerdi…) Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay… Hepsi aynı gün emeklilik dilekçelerini vermişti. Görevini terk etmeyen tek kişi, aynı gün genelkurmay başkanlığı görevine getirilecek olan Necdet Özel idi. Peki, normal şartlarda iki yıl daha görevde kalması gereken Işık Koşaner ile diğer komutanlar neden böyle bir harekette bulunmuştu?
 
2011 YAŞ’ına günler kala, içlerinde o günün Ege Ordu Komutanı Nusret Taşdeler’in de bulunduğu 22 şüphelinin; hükûmeti görev yapamaz hâle getirmek için bir internet kampanyası başlatmakla suçlanması, olayın fitilini ateşledi. Söz konusu olay, esasen 2003 yılında hazırlandığı iddia edilen Balyoz Darbe Planının bir parçası ve devamı idi. 177’si muvazzaf, 77’si emekli askerî personel, bu çerçevede hapse girince olay büyük bir krize döndü. Işık Koşaner, daha sonra veda mesajında; 250 muvazzaf ve askerî personelin tutuklanmasının evrensel hukuk kurallarına göre yapılmadığını ve yetkili makamlara başvurmalarına rağmen netice alamadıklarını söylüyordu. Koşaner, askerlerin hak ve hukukunu korumakla sorumlu olduklarını, bunu yerine getiremedikleri için görevi bıraktığını öne sürüyordu. 2016’da Meclis Komisyonunda verdiği ifadede, kimseye istifa etmesi için telkinde bulunmadığını, herkesin kendi bireysel kararı olduğunu iddia ediyordu!.. Oysa Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en derin krizlerden biri, hükûmetin kararlı duruşuyla saatler içinde çözülmüş ve yeni komuta kademesi açıklanarak taşlar yerine oturtulmuştu. Böylece doğabilecek ciddi bir güvenlik zaafına da meydan verilmemişti.
 
Her şeyi askerlerin inhisarına terk eden YAŞ’ın o eski yapısı, 2016’daki darbe teşebbüsünden sonra, dramatik biçimde değişti. Olağanüstü hâl kapsamında yayınlanan kanun hükmünde bir kararname ile başbakan yardımcıları, adalet, içişleri ve dışişleri bakanı da YAŞ üyesi oldu. Bugün ise çok daha farklı bir yapı söz konusu. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminde, YAŞ Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanıyor ve aynı gün tamamlanıyor. Askerî cenahta, genelkurmay başkanı ile kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanları üye olarak katılıyor. Sivil kanatta ise cumhurbaşkanı yardımcısı, adalet bakanı, millî savunma bakanı, millî eğitim bakanı, hazine ve maliye bakanı ile içişleri ve dışişleri bakanı YAŞ üyesi olarak toplantıya iştirak ediyor. Dün ile bugün arasında büyük fark...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.