Zekeriya Öz için...

A -
A +

Kamuoyu onu kısaca, "Ergenekon Savcısı" olarak tanıdı. Üç yılı aşkın sürede, medyada ve halk arasında hep bu şekilde bahse konu oldu. Resmî sıfatı ise, 'Özel Yetkili Savcı' idi. Unvanlar, sıfatlar geçicidir. Kalıcı olan ise öncelikle insanın kendisi; şahsiyeti, bilgi ve becerisi, hizmeti, yaptığı görevlerle ilgili duruşu, kararlılığı ve cesaretidir. Hiç şüphesiz Sayın Zekeriya Öz, Türk adli tarihinde çok önemli ve saygıdeğer iz bırakan hukukçulardan biri olarak; hafızalara işlenmiş, hiç silinmeyecek şekilde kayıtlara geçmiş bir isimdir. Gerisi teferruattır... Zekeriya Öz'ün 'özel yetkili savcı' olarak, 2007 yılından bu tarafa yaptığı adli çalışmalar, ülkemizin siyasi ve sosyal gidişatı için de bir kırılma noktasıdır. Hiç şüphesiz, Türkiye'de yeni bir devir başlatmıştır. Hemen belirtelim ki, Zekeriya Öz, "devrim niteliğinde" işler yaparken, elbette her zaman ve her noktada pozitif hukuk normlarının çizdiği çerçeve içinde hareket etti. O "Dokunulmazlar"a dokunurken, elbette nam olsun diye birtakım atraksiyonlarda bulunmuyordu. Hukukun icabı olarak yapılması gerekeni yerine getiriyordu. O bunları yaparken, hukukun 'h'sinden dahi bihaber olanlar, sürekli biçimde kendisini eleştiriyor, daha da öteye karalıyordu. Diğer yandan da bugüne kadar misli görülmemiş, görünür-görünmez baskılara da maruz kalıyordu. Lakin Savcı Öz, bunların hiçbirine aldırmadan; derin suç örgütlerinin üzerine gitmeye devam etti. Yani yapılması gerekeni cesur biçimde yaptı. Bundan dolayı Türk halkının büyük ekseriyetinin kendisine müteşekkir olduğu aşikârdır. Her ne kadar bu teşekkür mesajı, medyada pek az kalem tarafından dile getirildi ise de, esas olan halkın gönlüne girmektir. Bu noktada Zekeriya Öz, hakikaten müsterih olabilir! Yalnızca halkın gönlünde yer etmekle kalmamış, Sayın Öz, meslektaşları arasında da çok onurlu ve müstesna bir mevkiye yerleşmiş bulunmaktadır... Aynı zamanda eski bir savcı olan Bugün Gazetesi Yazarı Gültekin Avcı'nın 02 ve 04 Nisan 2011 tarihli yazıları çok önemli ve anlamlıdır. Sonuncusu bir hayli de duygusal... Sebep ve saikler ne olursa olsun, Zekeriya Öz'ün Ergenekon ve benzer soruşturmalar alanındaki özel yetkisinin kaldırılmış olması, onun özlük hakları yönünden terfi etmiş olmasıyla da neticelenmiş olsa, kamuoyunda pek çok soru işareti ile yankı bulmuştur. Resmî açıklamalarda bahse konu soruşturma ve kovuşturma sürecinin aynen devam edeceği mükerreren açıklansa da, en azından psikolojik yönden menfi bir havanın esmiş olduğunu kimse inkâr edemez. Halihazırda tek teselli aynı ekibin içinde yer alan Savcı Fikret Seçen'in özel yetkisinin devam edecek olması ve bu soruşturmada görev alan geniş ekibin yerinde kalmasıdır... Zekeriya Öz'e bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür borcumuz var. Daha önce bu gibi önemli davalarda rol alan Doğan Öz, Sacit Kayasu ve Ferhat Sarıkaya'nın başına çok acıklı olaylar geldi. 1970'lerde Kontrgerilla'yı soruşturmaya çalışan Doğan Öz suikastla hayatını da kaybetti! Neyse ki, Zekeriya Öz, en azından kişisel haklar yönünden mağduriyete uğramadı. Hiç şüphesiz kendisi daha önemli görevlere de gelecektir. Yunanistan'da solcu milletvekili Lambrakis cinayetini cesaretle soruşturup derin çeteyi ortaya çıkran Christos Sarzetakis, daha sonra Yargıtay Başkanı ve nihayet Cumhurbaşkanı oldu... İtalya'da Gladio ve Temiz Eller (Mani Pulite) davalarının, Felice Casson ve Di Petro adlı cesur savcıları varsa, Türkiye'nin de Zekeriya Öz ve Fikret Seçen gibi savcıları var. İşin "öz"ü budur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.