Alışık olmadığımız bir ortam vardı dün Bursa Atatürk Stadı'nda... Bir taraftan gelen yazla artan sıcak, diğer taraftan sonu gelen ligle artan tansiyon, 3 puanın yanı sıra, sıcağıyla, nemiyle ve yüksek gerilimiyle enteresan bir kimliğe kavuşturmuştu dünkü 90 dakikayı... Hem bizler hem de takımlar için günün en şanssız tarafı ise karşılaşmanın daha öğlenin ikisine kadar iki kez iç çamaşırlarımızı değiştirmemeze neden olan bir sıcağın ve nemin altında oynanmasıydı. *** Trabzonspor'un patronu Maxim'le birlikte son haftaların flaş ismi Yattara'yı kenara çekmiş, savunma ağırlıklı bir 11 kurmuştu Bursa karşısında... Ve doğru yaptığı da daha ilk dakikalarda çıkmıştı ortaya... Dört dakika dolmadan direkte patlayan gol vuruşu ve ard arda yakalanan fırsatlar hem Doğan'ın tercihlerindeki doğruluğunu hem de golün kokusunu çıkartmıştı ortaya... Yattara yerine rakibine ileride basabilen Mehmet Yılmaz, ağır kalan Maxim'in yerine İbrahim Ege tercihi bordo-mavililerin işini kolaylaştıran en büyük faktör oldu. Ama bir an vardı ki o da sıcak ve nemle yaşadığımız şanssızlığı bir anda alıp götürdü bizden O an da Fatih - Gökdeniz resitaliyle gelen Trabzonspor'un ilk gol dakikasıydı. Öyle ki, Bursalılar'ın bile alkışını almayı başarmıştı Fatih'le Gökdeniz'in o güzel hareketleri... Bursaspor ise bir dakika dahi olsa rakibini strese sokamadı... Sanki maça çıkmadan daha kafalarında atmışlardı havluyu... Düşünün koca bir 90 dakikada bir kez olsun ayağa kaldıramadılar taraftarını. Trabzonspor bir dakika olsun Ziya Doğan'la yakaladığı oyun disiplinini bırakmadı ellinden. Dün de yine Fatih ve Gökdeniz'in golleri çıktı sahneye. İbrahim Ege'nin bitmek bilmeyen enerjisi, Emrah'ın çalışkanlığı, Hüseyin'in sağlam basışı galibiyeti getiren faktörlerdi. Trabzonspor için düne kadar kalan 6 haftanın en zor maçıydı Bursaspor karşılaşması. Ama Karadeniz ekibi, kalitesi, becerisini sergileyişi, inancı, kazanma azmi ve hırsıyla basite döndürdü en zor maçı...Ve Bursaspor'un hayat memat mücadelesi diye adlandırılan 90 dakikadaki inançsızlığı da bordo-mavililerin işini bir o denli kolaylaştırdı. Trabzonspor bu işe inanmış... Ben de artık inandım... Artık Şampiyonlar Ligi'ni cepte görmeli bordo-mavililer... Bu iş iki kere iki dört gibi... Bunlar maçın kahramanlarıydı. Bir de bu takımın bir kahramanı var. O da, sarı taksiden inerek şeref tribününe giren, etrafında ne bir korumaya, ne de yalakaya hacet duyan "tevazu" sahibi başkan Atay Aktuğ.