Bir küçücük kurabiye (!) daha kaldı boğazımızda... Bakalım daha ne kadar küçük kurabiyeler dizilecek oramıza... Bu sadece Trabzonspor'un değil ülkemiz futbolunun bir zaafı. Kurada eşleştiğimiz takım ya bir dev olarak sunulur karşımıza ya da küçük bir kurabiye olarak...Çok kez boğazımızda takılı kalmıştır o küçücük şeyler, ama gel gör ki bugüne kadar hala bir ders çıkartamamışızdır bundan. Tıpkı Trabzonspor'un eşleşmesiyle yaşadığımız gibi. "Kim duymuş Anorthosis'i ?"... Kurabiye yapıldı, lokum oldu Rum ekibi... Ta ki, ilk maçta karşımıza çıktığı ana kadar, o zaman anladık futbolda kimsenin lokum olmadığını... Kimse dönüp bakmadı kimdir bu Anorthosis diye... Bu güne kadar ne yapıp yapamadı diye... Sahasında Legia Warsova'yı, Olympiakos'u, Lierse'yi, A.Bilbao'yu mağlup eden, Rangers ve H.Berlin gibi takımlara galibiyet izni vermeyen Anorthosis miydi, o kurabiye diye bahsettiğiniz ? Bir kez daha faka bastık. Umarım, bundan ders çıkartır birileri. Bu maç öncesi turun çoğu gitmiş azı kalmıştı ne yazık ki. Benim gibi Trabzonspor'u yakından tanıyanlarda hemen hemen aynı kanaatteydi, dünkü maç öncesi... Nerede 2005'in nisanındaki, mayısındaki Trabzonspor? Üç ayda, üç yaş ihtiyarlamış takım. Ne ayaklar gidiyor, ne kalçaları dönüyor futbolcuların... Taraftar gibi, takımdaki futbolcularda bel bağlamış nekâhat dönemindeki Fatih'e... Ayağına topu alanın gözü ne kaleyi görüyor, ne rakibi, herkes için varsa yoksa Fatih olmuş... Ne takımın defansı oturmuş, ne ortasahası... Yol geçen hanı orta sahanın etrafı. Ne savunmadan topu çıkartacak adam gibi biri var, ne de orta sahadan topu Fatih'e dürtecek bir ayak... Üstüne üstlük bir de stres yüklenince gel de umut bağla Trabzonspor'a. Stres, Trabzonspor'un yumuşak karnı. Bir türlü bu meret şeyin üstesinden gelemedi Trabzonspor... Hal böyle olunca ne ilk maçtan rövanşa, ne de iki fırsat sığdırılabilen koca ilk yarıdan ikinci 45 dakikaya bir umut taşıyamadım tur adına... Sadece biz değil, tribünler de bulamadı o umudu. Daha maçın başında başladılar tırnaklarını kemirmeye... Homurdanmalar erken başladı, hopörler desteği de işe yaramadı. Biri güç bela bulan ayakların ikiyi bulamayacağı daha ilk 45'te ortaya çıkmıştı ortaya... Faturanın yarısı yönetime, kalan diğer yarısını kesin Şenol hocaya...