Şaibe nerede?

A -
A +

Bu ligde şaibe yok... Sadece bu Türkiye'de "gönülden yazan" olmadığı veya olamadığı lige şaibe damgasını vurmak isteyenler var ve onların da elinde kalemler... Futbol dün de sahada oynanıyordu, bugün de. Yarın da yine sahada oynanacak. Düşünüyorum da, hafta içinde spor basınını ziyaret eden F.Bahçe Başkanı değil de, Trabzonspor Başkanı olsaydı... Bakan da "F.Bahçe'nin şampiyon olmasını istiyorum" değil de, kazayla "Trabzonspor" deseydi... Aman Allahım!.. Senaryosunu bile yazmak yüreğimizi hoplatıyor... Ne diyelim, koskoca bir camiayı ve değerli insanları karalamaya kalkanlara yazıklar olsun. Madem dersimiz şaibe, buyurun gelin referandum yapalım tüm milletin önünde. Türkiye Ligleri'nde mi, yoksa medyada mı şaibe var? Trabzonspor için zor bir maçtı. Çünkü rakip ligde rahat bir takım. Asla bir Bursa, bir Elazığ gibi tek çaresi galibiyet olan bir takım değil. Nitekim öyle de oldu. Sağlamcı bir yapıyla yayıldılar sahaya. Arkayı hiç açmadılar, riske girmediler. Mehmet Yılmaz'ı Stavreski'yle, Fatih'i de Ramazan'la kilitlediler. Trabzonspor ise dün nasıl oynuyorsa, bugün de öyle idi. Doğan değiştirmemişti düzenini. Rakibin konumu farklıydı, Trabzonspor'un ise düşüncesi aynıydı. Bu kez yanlış yaptı Ziya hoca. Dört ofansif futbolcu ile başlamak hataydı. Yattara dar alanda ne yapacak? Yapamadı da!.. Trabzonspor'un gerisi var, ilerisi var. Kesici var, alıcı var. Ama ortada oyunu yönlendirecek bir verici yok. İş tamamen Fatih, Yattara ve Gökdeniz gibi yıldızların kişisel becerilerine bırakılmış. Esasında adam adama oynayan M.Yılmaz ve Fatih, "Gölgelerini orta sahaya çekerek" Yattara ve Gökdeniz'e gol için yer açmalıydılar. Olmadı, olmayınca bu kez ortada zevk veren bir Trabzonspor da olmadı. Hele sahada bir Gökdeniz vardı ki; tanınmaz haldeydi. Giderek yok oluyor çocuk. Ya o çizgideki yerini yadırgıyor, ya da kafası karışık. Bence bunun reklamla ilgisi yok. Tez vakitte imzaya değil, hesaba çekilmeye ihtiyacı var. Yoksa bu rakip Trabzonspor taraftarına gelecek bir ayın tırnaklarını şimdiden yedirtecek, tribünlerine 80 dakika çile çektirecek bir rakip değildi. Trabzonspor'un taraftarı da gününde değildi. Birileri, "Ayağa kalkmayan Fenerli olsun" dedikten sonra ayağa kalkacak bir taraftar olmamalı. Bugün böyle oldu, ama umarım yarın olmaz. 80 dakika bizim gibi maçı seyretmemeliydiler ve bizden farkları olmalıydı onların. Nasıl Şenol'un yaptıkları tasvip edilecek şeyler değilse, kendini bilmez 1-2 kişinin yaptıkları da tasvip edilecek işler değil. Tabii ki, alkışı hakedenlere de hakkını vermek gerekir. Trabzonspor savunması gibi, Emrah gibi, Volkan gibi, İbrahim Ege gibi futbolculara.... Savunma bırakın fırsat vermeyi, yine top bile sektirmedi, bravo onlara. Bırakın futbolcularını, sahanın etrafında görevli o küçücük veletlerin boş vakitlerinde topla yaptıklarıyla izleyenleri hayran bıraktığı bu şehrin insanı, şampiyonluğu hakediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.