Son yıllarda ligi neredeyse "bay" geçen Trabzonspor, 2 yıl gibi bir aradan sonra lig ikincisi... Üstüne üstlük ezeli rakiplerinin ard arda kan kayıpları da ayrı bir moral oluyor bordo-mavililer adına... Trabzonspor'un elinde iyi bir fırsat ve kazanmak için de iyi bir motivasyon var... Hele hele 1986'dan beri Diyarbakır'da gülememenin itici gücü... Ama gel gör ki, kazanma adına onca "neden" futbolcuları kamçılamamış... Trabzonspor, son Elazığspor maçında neyse şimdi de o... Değişen fazla birşey yok. Orta saha yine Hüseyin'in sırtında, etrafı boş... Geriye yardıma gelmemek kadar ileriye desteğe gitme konusunda da zaafı var... Göbekte bir beyni eksik bordo-mavililerin... Pozisyon üretmek, genellikle rakiplerin hataları üzerine kurulmuş... Fatih'in verimliliğinde gram ilerleme yok... Savunma ise bocalamayı sürdürüyor, yine S.O.S veriyor... Orta sahadan geçen her top kenardakileri ve tribündekileri soğuk soğuk terletiyor. Kısacası eze eze değil, ite-kaka giden bir takım görünümünde bordo-mavililer... Dedik ya fazla değişen birşey yok diye... Yine puan ve puanlar için gözler Gökdeniz'de... Peki nereye kadar?.. Zorla bulunan gol pozisyonlarına karşılık basitçe yenilen goller... Dün bir kez daha Diyarbakır'da gerçek yüzünü gösterdi. Diyarbakırspor maçında görünen bir başka gerçek de İbrahim Yattara konusundaki "İlk 11'de oynar-oynamaz" tartışmalarına alınan cevaptı. Yattara dünkü görüntüsüyle bir defa daha Aybaba'yı haklı çıkarttı. Trabzonspor, son Elazığspor maçından sonra bir defa daha fırsat tepti... Dünkü sonuç, yakından tanıdığımız Trabzonspor için sürpriz sayılmamalı. Fazla değil, iki-üç futbolcunun sırtına yüklenmiş bir takım nereye kadar gidebilir? Hele hele yönetiminde yaşanan onca zaaf ve teknik kadroyla öteden beri süre gelen sürtüşmeyle...