Amerika ve Avrupa'da ikinci dip tartışmaları alevlendi. Açıklanan konut verilerindeki kötüleşme felaket senaryolarını güçlendirdi. Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, hükümetlerin açıkları azaltmak için harcamaları kesmesiyle Avrupa ekonomisinin tekrar resesyona (aşırı ekonomik durgunluğa) girme riski taşıdığını söylüyor. İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Komitesi'nin en yeni üyesi Dr. Marten Weale'ye göre, İngiltere ekonomisi yeniden resesyona girme konusunda ciddi bir riskle karşı karşıya bulunuyor. Ünlü yatırım kuruluşu Morgan Stanley üst düzey yöneticilerinden ünlü ekonomist Stephen Roach'a göre, piyasalar ABD Merkez Bankası Fed'in ekonomiyi düzlüğe çıkarabileceğine inanmıyor. Zayıf iyileşme problemlerin büyümesini sağlıyor. İkinci dip bu yüzden kaçınılmaz sonuç olarak görülüyor. ABD Ulusal Ekonomi Araştırmalar Merkezi'nden Jeffrey Frankel, (Konut sektörü büyük bir durgunluk sürecinde) diyor.. Şu anda 16 milyon ABD'li işsiz.. Ev sahiplerinin evlerini ellerinde tutmakta zorluk çektiği görülüyor. Bu durumda ev satışı gerçekleşir mi? Tabii ki hayır. İşte bu yüzden satışlar rekor düzeyde gerilemiş durumda. Zira insanlar bırakın ev almayı, sadece boğazını düşünüyor. Mortgage kredisi alanlar borçlarını ödeyemiyor, bu yıl ABD'de 1 milyon kişinin evinin haczedileceği belirtiliyor. Evet dünyanın en büyük para harcayan ülkesi Amerika tüketmiyor. Bu tablo Japonya başta olmak üzere Avrupa ve Asya'yı da olumsuz etkiliyor. Baksanıza Çin bile büyüme hızını aşağı çekti. Aslında Amerika ilk resesyondan hiç çıkmadı. Bazı göstergeler iyi geldi, ABD Merkez Bankası piyasaları aşırı para pompaladı. Suni bir bahar havası oluştu. Bulutlar dağılınca hakiki manzara görüldü. Avrupa'nın sorunu nüfus artışının büyük ölçüde azalması. Bu durumda talep azalıyor, ekonominin çarkları yavaş dönüyor. ABD mali reformu hayata geçirmek için düğmeye bastı. Avrupa'da henüz ciddi bir hareket yok. Alman Merkez Bankası (Bundesbank'ın) Başkanı Axel Weber, 2011'in ilk çeyreğinde parasal genişlemenin geri alınması yönünde adımlar atılması gerektiğini söyleyince euro mum gibi eridi. İşte Türkiye'nin farkı burada ortaya çıkıyor. Nüfusumuz hızla artıyor, yeni tüketim kapıları açılıyor. İşte bunun için Türkiye yılın ilk çeyreğinde %11.7 ile Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Başbakan Erdoğan'ın neden her aileden 3 çocuk istediği şimdi daha net anlaşılıyor.