Küresel piyasalar Hindistan'daki sürpriz faiz indirimiyle güne başladı. Çin'de kredi artışıyla rahatladı.. İsviçre'de 3 yıldan beri uygulanan müdahale kuru uygulamasına son verilmesiyle atağa kalktı. İsviçre merkez bankası, euro frank için uygulanan 1.20 tabanını serbest bıraktı, eksi 0.25 olan politika faizini eksi 0.75'e indirdi. Bu hareket sonrasında Avrupa Merkez Bankasının 22 Ocak'taki toplantısında parasal genişlemeye gitmesi kesinleşti. Bu ülkeler neden faiz indiriyor, kredi hacmi artsın, ekonomi canlansın diye. Türkiye'de piyasalar para politikası kurulu kararını bugünden satın almaya başladı. TL zayıfladı, 10 yıllık tahvil faizi son 1.5 yıldan beri ilk defa %7'nin gerisine indi. Hindistan'dan gelen indirim kararının, merkez bankasının elini güçlendirmesi lazım. Maliye Bakanı ucuz petrol, enflasyonu 2 puan aşağı çekecek diyor. Petroldeki düşüş cari açığı aşağı çekiyor. Akaryakıt 2 yıl öncesinde döndü, maliyetler azaldı, gıda fiyatlarında (bugünkü olağanüstü kış şartları dikkate alınmazsa) en kötü geride kaldı. Türkiye artık daha kolay borçlanıyor. Merkez Bankasının haftalık repo faiziyle hazine borçlanma faizi arasındaki farkı kapatması gerekiyor. Faizler düşürülse iş dünyası ve vatandaş daha ucuz kredi kullanacak. Bankalar kâr edecek, tüketim artacak, Türkiye'de büyüme hızı yükselecek, işsizlik azalacak. Ne kadar garip değil mi? Bütün dünya aman enflasyon olsun diye yırtınıyor, biz enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz. Ama bunu yaparken büyümeyi ikinci planda tutuyoruz. Oysa bizim büyümemiz, güçlenmemiz lazım. Bakın enflasyon %5 olduğu zaman büyüme hızı %2'ye inerse bunun kime ne faydası var. Böyle bir sonuç, bizi tek kelimeyle kaosa götürür, işsizlik artar sosyal patlamalar yaşanır, istikrar bozulur, huzur kaybolur, yatırımlar durur. Enflasyonu arz ve talep belirler, faizi merkez bankası.. İsviçre'ye bakın gerçeği görün.. Faiz eksi 0.75. Bu ne demek, kimse parasını bankaya yatırmasın götürsün harcasın demek. Biz ne yapıyoruz, parayı faizde tutun, esnaf kan ağlasın diyoruz. Ağlatma beni ağlatırım seni!.. Fed'in faiz artırma kararını bu yıl vermemesi veya uygulamayı gelecek yıl başlatması beklentisi ağır basıyor. Zira Dünya Bankası küresel büyüme hızını aşağı çekti. Bu gelişme dış finansman ihtiyacı yüksek olan Türkiye için çok olumlu. Yani Türkiye'nin bu yıl için kullanmak zorunda olduğumuz 200 milyar doları bulmakta sıkıntı çekmeyeceğiz. Diğer taraftan 22 Ocak'ta toplanacak Avrupa Merkez Bankası para musluklarını açacak. 500 milyar euro tutarında (yatırım yapılabilir nota sahip) ülke tahvili satın alacak. Bu uygulama ABD merkez bankasının faiz artışını 2016'ya ötelemesi gibi bize çok pozitif yansıyacak. Avrupa ekonomisi canlanınca, Türkiye'nin ihracatı da olumlu etkilenecek. Avrupa'daki negatif faiz uygulaması Türkiye'ye fon akışının yoğunlaşmasını sağlayacak. Eeee, daha ne duruyorsunuz?