Alçaklar!

Seçim yaklaştı ya, muhalefet partileri Türkiye'nin borç defterini açtı. Rakamları çarpıtarak, halka kasten yanlış bilgi veriyorlar. Her doğan bebeğin şu kadar borcu var, diyerek hükümeti karalıyorlar. Bunu yaparken, kendi cahillikleri de ortaya çıkıyor. Dış borçlar devlet ve özel kesim olarak ikiye ayrılır. Brüt borç kabarık, net borç düşüktür. Onlar, brüt borcu esas alıyor. Borcumuz olduğu gibi alacağımız da var. Bunlardan hiç söz edilmiyor. 2002 yılında yani AK Parti ilk defa iktidara geldiğinde, Türkiye'nin toplam brüt borcu (özel sektör ve kamu) 257 milyar TL idi... 2010'da 497 milyar TL'ye (290 milyar $) yükseldi. Unutmayın bu borç brüt net değil, 120 milyar dolarlık alacaklarımızı düşünce 170 milyar dolar kalıyor... Brüt 290 milyar dolarlık borcun 190 milyar doları özel sektörün... Devletin borcu 89 milyar dolar. 2002'deki kamu borcu 75 milyar dolardı. 14 milyar dolar artmış. O da 2008'deki büyük kriz dolayısıyla oluştu. Sonra bu borcun 80 milyar dolarlık kısmı uzun vadeli. Merkez Bankasının 12 milyar dolar borcu var, 10 milyar doları uzun vadeli. Yani hiçbir ödeme riski yok. Biz borcumuzu tıkır tıkır ödeyen bir ülkeyiz. Bu yüzden hazinenin 10 yıllık tahvil ihraçları kapışılıyor. Özel sektörün borcunun da 117 milyar doları uzun vadeli (en az 2 yıl). Türkiye'nin borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya olan oranı %41.5... Unutmayın Avrupa ülkelerinde bu oran ortalama %80.. Yunanistan'da %150... Son derece sağlam bir borç yükümüz var. Sonra bu borç Türkiye'nin büyümesinde kullanılmış. Varlık fiyatları yükseldi. Bakın gayri safi yurtiçi hasılamız 8.5 yılda 5 kat artarak, 200 milyar dolardan 1 trilyon 95 milyar dolara boşuna çıkmadı (IMF raporu). Özel sektörün Mayıs itibariyle 122.8 milyar dolara yükselen kredi borcu biraz fazla ama vadesi uzun. Sağlıklı borçlanmaya gidilmiş. 190 milyar dolarlık özel sektör borcunun 90 milyar doları bankalara ait. Bunun ne kadarının yerli, ne kadarının yabancı kaynaklı firmalara ait olduğunu Merkez Bankası biliyor, ama nedense açıklamıyor (www.necmettinbatirel.com)