Türkiye'de 3 yapı var. Kamu, Şirketler ve Hane Halkı. Toplam
tasarruf bu kesimler tarafından oluşturulur. Serbest piyasa ekonomisinde
özelleştirme politikası gereği kamu yatırımları azalmıştır. Bütçe açık
verince devlet çıkardığı tahvili satarak halktan para toplar kapatır.
Bütçe fazla veriyorsa devlet halktan fazla vergi toplamış demektir.
Şirketler kapasite arttırmak için gerekli olan paranın sınırlı bir
kısmını kazançtan, ağırlığını borçlanarak karşılar. Borcun kaynağı
bankalara yatan halkın parasıdır, yani tasarrufudur. Halk tasarruf
yapmıyor diyorlar, sorun bakalım bankadaki mevduatlar kime ait. İnsanlar
hem kendisinin hem de ailesinin gelecekte zor duruma düşmemesi için
kazandığı paranın tamamını tüketmez, bir kısmını para, döviz veya altın
olarak saklar. Kişinin serveti biriktirdiği alın teridir.
Tasarruf nedir? Gelirin tüketilmeyen kısmıdır. Tasarruflarla bina,
arsa, arazi gibi fiziki değerler veya sermaye piyasasından tahvil ve
hisse senedi gibi menkul değerler satın alınabilir, ya da bu fonlar
bankada açtırılacak bir mevduat hesabına yatırılabilir. Tasarruf edilen
fonların bir kısmı da bireylerin yanında nakit olarak tutulabilir.
Bireyleri tasarrufa yönelten nedenler çeşitli olabilir. Bunlardan
bazıları, bugünkü tüketimden vazgeçerek gelecekte daha büyük gelir elde
etmekle ilgilidir. Bir kısmı ise kişinin ileride çalışamayacak duruma
gelmesine, ortaya çıkabilecek beklenmedik durumlara veya çocuklarının
masraflarındaki artışlara karşı hazırlıklı olmasına yönelik
tedbirlerdir. Gelir arttıkça tasarruflar da artar. Bununla birlikte,
bireysel açıdan kişiler, gelecekteki gelir artışlarını ne derece fazla
tercih ederlerse, bugünkü tüketimlerini o kadar fazla kısacaklar, yani
tasarruf oranları o kadar yüksek olacaktır.
Tasarrufun tamamının yatırıma gittiği varsayılır. Tasarruf oranı ne
kadar yüksek olursa millî gelirden tasarrufa o kadar çok para ayrılır. O
kadar çok yatırım yapılır. Ne kadar çok yatırım yapılırsa bir sonraki
yıllar millî gelir o kadar çok artar. O kadar çok iş ve aş sağlanır.
Ülke hızlı kalkınır. Bizim tasarruf oranımız düşük. Tasarrufa ayrılan
parayla yatırım yapma imkânı sınırlı. İşte bu nedenle dışarıdan
borçlanıyoruz. İhtiyaçlarınızı alışverişe çıkmadan önce kafanızda
netleştirin. Nakit paranın gücünü kullanın ve pazarlık yapın. Tatilde
"erken rezervasyon" seçeneğini kullanın. Spot mağazaları ve fabrika
satış mağazalarını takip edin. ihtiyaçlarınıza kulak verin ve
tavsiyeleri önemseyin. Kalitenin bir bedeli olduğunu unutmayın. Yeni
çıkan teknoloji ürünlerini almakta acele etmeyin. Marka bağımlılığından
kurtulun. Fiyat araştırmasını mutlaka yapın. Özetle paranızı çarçur
etmeyin, kıymetini bilin.