20 Mayıs'ta yazdığım (Uç baba torik) başlıklı yazımı şöyle noktalamıştım. (......CHP neden halktan oy almak için gökteki yıldızları vadediyor! Çünkü, karşısındaki rakibin çok güçlü olduğunu ve 3. defa tek başına iktidara geleceğini iyi biliyor, bu yüzden desteksiz atıyor. CHP'nin bugüne kadar ülkede dikili bir ağacı yok. Bu yüzden yapamadıklarını yapacağım demesi garanti değil, kendi taraftarından başkasını safına çekemiyor... AK Parti'nin yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğu için vatandaş büyük teveccüh gösteriyor. Mitinglere bakın, Erdoğan'ınkiler iki misli kalabalık topluyor. Gerçek halk oylaması bu işte: CHP %25, AK Parti %50).... 12 Haziran seçimlerinde alınan oylar AK Parti, %49.9, CHP, %25.9 olarak netleşti.. Sonuç, bizim yaptığımız tahmine uygun gerçekleşti. Bütçe rakamları yüzümüzü güldürdü. 2010'un ilk 5 ayında 9 milyar 984 milyon lira olan bütçe açığı, bu yıl aynı dönemde 233 milyon liraya geriledi. Hem de seçim döneminde. İlk defa genel seçim döneminde bütçede neredeyse sıfır açık var.. Bu gerçekten çok büyük bir başarı.. Bütçedeki gelirle giderin dengelenmesi, hazinenin elini rahatlatıyor, uzun vadeli borçlanmasına imkan sağlıyor. Uluslararası faiz lobisi seçimlerin ardından düğmeye bastı. Maksatları piyasaları karıştırıp kazançlarını arttırmak. Merkezi bütçe fazla veriyor, enflasyon kontrol altında tutulduğu için bu defa CARİ AÇIK ve YENİ ANAYASA'yı risk unsuru olarak göstermeye başladılar. İngiliz Financial Times devreye girdi. 12 Haziran öncesinde Ak Parti ezici galibiyet elde etmesin diye yangın çıkaran gazete istediğini elde edemeyince, yeni senaryolar üretti. Seçim sonuçlarının değerlendirildiği yazıda resmen yüksek faiz kışkırtıcılığı yapılıyor. Gazete, Merkez Bankası'nın geçen yıl faizi düşük tutup, munzam karşılıkları artırdığını hatırlatarak, sıcak para sonsuza kadar gelmeyecek durum değiştiğinde cari açığı karşılayan dış finansman kuruyacak, diyor. Ama oysa durum çok farklı. İşte Hazine Müsteşarlığı'nın rakamlarına göre, uluslararası doğrudan yatırım girişi Ocak-Nisan döneminde, geçen seneye göre %126.5'luk artışla 4 milyar 677 milyon dolar oldu. Dikkat edin bu sıcak para değil, doğrudan yatırım girişi. Türkiye ekonomide ve siyasette altın çağını yaşıyor. İşte bu tablo onları kudurtuyor (http://www.necmettinbatirel.com)