Vatandaşın, geliri, aldığı hizmet ve yaptığı harcamalar karşılığında devletine karşı ödemek zorunda olduğu borcuna vergi denir. Bu parayla masraflar karşılanır, yol, su, elektrik ve sağlık hizmetleri sağlanır. Sınıf farkı olmadan herkes vergisini öder.. Ödemeyenden devlet zorla alır.. Herkes gelir düzeyine göre vergi verir. Devlet böylece kaynak sağlayarak yatırım ve harcamalarını kolayca yapar. Dolaylı ve dolaysız diyerek iki türlü vergi vardır.. Dolaylı vergi; kişilerin devletten hizmet veya bir malı satın almaları sonucunda meydana gelir. Mesela gıda alışverişlerinde KDV veya Tekel vergisi olarak vergi ödersin. Buna dolaylı vergi denir.. Dolaysız vergi ise ticaret ile uğraşanların kazançlarından alınandır. Ücretli çalışan, memur ve işçilerin maaşlarından kesilen de dolaysız vergidir. Ödenen vergiler karşılığında devlet vatandaşının daha rahat yaşayabilmesi için büyük harcamalar yapar. Okullar, yollar, köprüler, havaalanları, barajlar, doğalgaz boru hatları, elektrik santralleri.. aklınıza gelebilecek tüm hizmetler işte bu vergilerle yapılır.
Alışveriş merkezlerinin sayısındaki büyük artış, tüm satılan mal ve hizmetin faturalı hâle gelmesine yol açtı. Böylece vergi gelirlerinde büyük artış sağlandı. Ekim ayında bütçenin 7.2 milyar TL fazla vermesinde bu gelişmenin çok önemli payı var. Ekimde vergi gelirleri tahsilatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25.6 artışla 35 milyar 68 milyon liraya yükseldi. Aynı dönemde genel bütçe vergi dışı diğer gelirleri yüzde 52.5 artarak 7 milyar 317 milyon liraya çıktı. Geçen yılın Ocak-Ekim döneminde 14 milyar 941 milyon lira açık veren bütçe, 2015’in aynı döneminde 6 milyar 227 milyon lira açık verdi. Aynı dönemde faiz dışı fazla 41 milyar 175 milyon lira olarak gerçekleşti. 1 Kasım seçimlerinde %49.5 oyla seçilen AK parti hükümeti 4 yıl boyunca geniş bir reform paketi uygulayacak. Devletin gelirlerini arttırmak için vergi toplamanın iyileştirmesinden başlayarak ekonominin tüm kesimleri üzerinde odaklanacak. Bunun etkileri ilk 6 ay sonunda görülecek.
Vergiler toplanmazsa kamu yatırımları azalır, büyüme hızı düşer, ülke krize girer. Bunun sonucunda işsizlik artar, tüketim geriler. 77 milyonluk ülkede 20 milyon 600 bin kişi çalışıyor. 11 milyon 100 bin emeklinin ve bunlara bağlı 33 milyon 500 bin aile ferdinin ödemeleri işte bu çalışanların her ay yaptıkları ödemelerle gerçekleşiyor. Kamu maliyesini sağlam tutarak büyük güven sağladık. Bakın Tüketici Güven Endeksi, kasım ayında %23 artışla son 1.5 yılın en yüksek düzeyine %77.1’e fırladı. 7 Haziran seçimlerinden sonraki siyasi belirsizlik ve terör olaylarının etkisiyle tüketici güveni Eylülde 58.5 ile Ocak 2009'dan bu yana en düşük seviyesine gerilemişti.
Türkiye’nin gururu kamu maliyesi. Hükümet tarihinin en güçlü bütçesine sahip. Bizim en sağlam yanımız kamu bütçemiz. Krizler karşısında ayakta durmamızda tek dayanak noktamız oldu.. 2001 krizinde kredilerin yüzde 45’i açıktı. 2015’te bu oran yüzde 3’e düştü. İnsanlarımız kredi kullanmanın şuuruna erişti. Borcunu tıkır tıkır ödüyor, mal sahibi oluyor.
Özetle: Devlet büyüyor, vatandaş gülüyor!