Avucunuzu yalayın!

A -
A +
Türkiye ne zaman ekonomik atağa kalksa, ne zaman başını kaldırsa, ne zaman gelişmiş ülkeleri yakalama düzeyine gelse birileri paçalarından aşağı çekiyor. Bundan önce terör eylemi vardı, şimdi PKK bitince, halk eylemi başlatıldı. Taksim Gezi parkında başlayan ve kısa sürede tavır değiştirip büyük protestoya dönüşen isyan hareketi tahminlerin ötesinde genişleyince, siyasi kriz korkusu alevlendi. Yabancı yatırımcılar tavır değiştirdi, politik risk taşımayan ülkelere gitmeye başladı. 1 ay içinde ülkeden çıkan para miktarının 8 - 10 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Brezilya, sıcak para girişi sağlamak amacıyla, uyguladığı finansal işlem vergisini (Tobin vergisini) kaldırdı, yüzde 6'dan sıfıra indirdi. Bu yüzden şu anda en cazip ülke olarak görülüyor. Politik risk gündemin ilk sırasına yerleşti. Bu seferki öncekilerden farklı. Türkiye'de genç kesimde işsizlik oranı %20'ye ulaştığı için hükümete karşı harekette en ön sırada bu grup kullanılıyor. Merkez Bankasının geçen sene frene sert basması büyüme hızını %2.2'ye düşürdü, yani ülke resmen resesyona girdi. Bu yıl öngörülen rakam %5, ama, %4 büyürsek öpüp başımıza koyacağız. Biliyorsunuz %5'i aşan bir büyüme hızı olmadan işsizlik azalmıyor, aynen kalıyor.
Piyasaların dengesi bozuldu. Nisan ayında 93 bin puanı aşan borsa bugün 78 bin düzeyine inmiş durumda. 1.80 TL'deki dolar 1.90'a dayandı. 4.75 'e düşen faizler %7'yi aştı. Döviz borçlusu şirketler kara kara düşünüyor. En ağır darbeyi turizm yedi, rezervasyonlar iptal ediliyor. Oysa bu yıl turizmde gelir patlaması bekliyorduk. Önceden İstanbul'un göbeğinde bomba patlasa yatırımcı bunu dikkate almaz, kendi işine bakardı.. Fakat şimdi politik riski göze alamıyorlar. Yabancı tahvil satıp dolar aldığı için, Türk Lirası sürekli değer kaybediyor. Piyasalardaki algı değişiyor. Makro ekonomik göstergelerde şimdilik ciddi bir bozulma yok. Yatırım bankaları ile kredi kuruluşlarından da olumsuz bir değerlendirme gelmedi. Ama tansiyon kalıcı olarak düşürülmezse, yani gemide açılan gedik kapatılmazsa büyüyecek. Yükselen döviz akaryakıt fiyatları, dolayısıyla maliyetleri arttıracak.. Merkez Bankasının önünde iki yol kalacak. Ya piyasadaki likiditeyi azaltacak (böyle bir durumda zaten zor durumdaki esnaf kan ağlayacak) veya faizleri arttıracak. Bu tablonun kalıcı olacağını sanmıyorum. Bundan öncekiler gibi kısa sürede silinip gidecek. Hedefteki isim Başbakan Erdoğan. Muhalefetin seçimle görevden alamadığı istikrar abidesini şimdi halk isyanıyla devirmek istiyorlar. Avucuzunu yalayın. Erdoğan'ın arkasında sadece %50'lik halk desteği yok, hiç hesap etmediğiniz gariplerin duası var, alayınız gelse yıkamazsınız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.