Taraflı medya, bu acı olayı nasıl çarpıttı hep birlikte utanarak görüyoruz. Şirket yöneticilerinden hesap soracakları yerde hükümetle uğraşıyorlar!..
Türkiye, yaşanan maden felaketinin şokunda!.. 300'e yakın işçimizin şehadeti yüreğimizi yaktı. Felaketin gerekçesi olarak 3 iddia var. Birincisi trafo patlaması. Kurtarma ekiplerine göre, patlama sonrası yanmaması gereken kablolar tutuştu. Taşıma bantları yanınca, madenin içi kısa sürede dumanla kaplandı, oksijen tükendi, zehirli gaz yayıldı. Çıkış yolu uzundu, işçilerin nefesi yetmedi...
İkinci gerekçe, trafo patlamamış, bunlar aynen evlerdeki sigortalar gibi aşırı yüklenme halinde devre dışı kalıyormuş, peki duman nasıl oluştu?.. Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?
Üçüncü iddia şu: Kurtarma ekipleri yangın başlayınca önce havalandırmayı açtı, ancak zehirli gaz daha derinlere indi. İşçilerin ilk sığınacakları kaçış odası hazırlık safhasındaydı ve tamamlanması için 3-4 aya ihtiyaç vardı, yani yoktu. Soma Madencilik'in sahibi ve yöneticileri facianın ardından basın önüne çıkıp ifade verdi. Şirket, "Hiç ihmalimiz yok. Bugüne kadar ilk defa görülen bir olay, yoğun duman işçilerin yollarını kapattı. Metan gazıyla olması mümkün değil. Taşeron işçi çalıştırmayız. Tesbit edilmesi mümkün olmayan kızışma yukarıdan düşen korlar ve havanın hızıyla yangın şiddetini arttırdı" diyor... Gerçek böyle mi acaba?!.
HSYK 28 savcı görevlendirdi, kısa sürede sonuç ortaya çıkacak. Suçlular belli olacak. Onlara ağırlaştırılmış müebbet vermek lazım. Şirketin şu kadar trilyonluk serveti varmış.. Ne yazar! Giden bir canı geri getirebilir mi? Bir canın bedeli olabilir mi? 300'e yakın çınar devrildi. Bunların aileleri, çocukları yalnız kaldı. Devletin bunlara sahip çıkması birinci şart.. Mesken, okuma ve tüm ihtiyaçlarını görmek zorunda...
Bu yaranın kapanması çok uzun zaman alacak. Dilerim çalışan tüm madenlerde çok sert tedbirler alınır, bundan sonra tek bir işçimiz hayatını kaybetmez.
Taraflı medya, bu acı olayı nasıl çarpıttı hep birlikte utanarak görüyoruz. Şirket yöneticilerinden hesap soracakları yerde hükümetle uğraşıyorlar. Soma'ya taziyeye giden Başbakan Erdoğan güya yuhalanmış, markete sığınmış, bir vatandaşı yumruklamış, başbakanlık müşaviri bir adamı tekmelemiş.. Seçimlerde %45.5 oy alan AK Parti'nin başarısı karşısında kahroldular, içlerindeki kini maden felaketini hükümet aleyhinde kullanarak kusuyorlar. Bu kadar pespaye, bu kadar peşin hükümlü, bu kadar kişiliksiz bir medya dünyanın hiçbir yerinde var mıdır acaba? Suratlarına tükürmek lazım; ama bu defa da, yağmur yağıyor derler!..