2008'deki krizi olağanüstü 6 yıl boyunca kararlı bir şekilde uyguladığı radikal tedbirlerle aşan ABD, faiz düğmesine nisan ayında basıyor. Ekonomik verilerle birlikte büyüme hızındaki büyük artış yüzleri güldürüyor. FED, enflasyondaki düşüşün faiz artışını engellemeyeceğini öngörüyor. Küresel piyasada talebin düşük olması, beklenen büyümelerin sağlanamaması ve arz fazlası petrol fiyatlarını 1 yıl içinde %55 oranında geriletti. Amerika'da enflasyonun mevcut enerji fiyatlarıyla yükselmesi imkânsız. Tabii burada şu soru akla geliyor. Başta Avrupa olmak üzere, Çin ve Japonya'da 2016 sonuna kadar devam etmesi beklenen parasal genişleme paketleriyle fiyatların artması öngörülüyordu. Ama petroldeki sert gerileme bu planı devre dışı bıraktı.
FED'in 4 trilyon dolara ulaşan bilançosu faiz artışını destekliyor. Ancak enflasyon oluşmazsa, 2008 krizinin tekrarlama ihtimali var. Çin, Japonya ve Avrupa'daki durgunluk, Amerika'nın ihracatını negatif etkilerse (-ki öyle görünüyor) bunun ilk işareti ABD tahvillerine olan talebin azalmasıyla ortaya çıkacak. Bu noktada müthiş bir kur rekabeti yaşanacak. Aşırı değer kaybeden euro, Avrupalı ihracatçı şirketlerin pazar paylarının artmasını sağlayacak. Resmi ters çevirin, dolardaki büyük artış malları pahalandıracağı için ABD'nin ihracatını olumsuz etkileyecek. Bakın 2014 üçüncü çeyreğinde %5'le 11 yılın en yüksek düzeyine çıkan büyüme hızındaki artış faizlerin 0-025 düzeyinde kalmasından kaynaklandı...
Düşük faiz düşük krediyi, düşük kredi bol tüketimi tetikledi, büyüme hız kazandı. Faiz yükselirse bu tablo tersine döner. FED'in son toplantı tutanaklarında enflasyondaki düşüşün faiz artışını engellemeyeceği görüşünün temeli yok. Amerika'da işsizlik oranı gerilerken, tarım dışı istihdam artışı yüksek geliyor. Ancak bu iyileşmede devletin katkısını unutmayın. Kamu yatırımlarının artmasının işsizliğin azalmasının büyük rolü var. Amerika faiz artırım açmazıyla karşı karşıya. Bunun zamanını tayin etmek çok büyük bir riski beraberinde getiriyor.
Sonuç: FED 2015 sonuna kadar faizleri arttırmayacak. Bu tablo gelişmekte olan ülkeleri dopingleyecek. ABD'de ödenen ücretler 2009 Eylül'den beri ilk defa düştü. Hizmet sektör faaliyeti altı ayın dip noktasında, istihdam bileşenleri de temmuz ayından beri en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Bardağın boş tarafını nedense kimse görmek istemiyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, tüketici fiyatlarının yıllık bazda 0.2 gerilemesinin ardından 22 Ocak'taki kritik toplantıda alınacak olan kararı bugünden açıkladı: "Ülke tahvili ve varlık alımlarına başlıyoruz." Bu gelişme euro'nun erimesine yol açtı, ancak hisse senetleri atağa kalktı. Draghi, "ihtiyaç olması halinde devlet tahvili dahil olmak üzere varlık alımlarına başlanması için bankanın yönetim kurulu karar vermeye hazır" diyor.
Avrupa'da euro yağmuru başlayacak. Türkiye bundan büyük pay alacak. 2 ve 10 yıllık tahvillerimize bu yüzden hücum yaşanıyor...