Bu aşkın adı yok!
Yabancı basın, yıpratma kampanyalarına karşı hükümet dimdik ayakta kalınca, yeni senaryoları gündeme getirdi. Wall Street Journal: "Uluslararası kurumlar Türkiye hakkında kötümserleşiyor..." Financial Times: "Türkiye'deki sorunların kaynağı Erdoğan..." Economist: "Erdoğan siyasi hayatını kurtarmaya çalışıyor" diye yazıyor. Bunların hepsi düzmece yorumlar... Türkiye artık sıradan bir ülke değil. Siyasi, ekonomik ve kültürel olarak bölgesel bir güç, kritik bir aktör konumunda. Bağımsız hareket edebilen, kararlarıyla uluslararası sistemi etkileyebiliyor. Bu tablo gelişmiş ülkelerin fevkalade canını sıkıyor, yıkmak için bütün silahlarını kullanıyorlar. İşte bakın Gezi Parkı ve 17 Aralık operasyonunda istedikleri sonucu alamayınca, kanunsuz olarak ele geçirdikleri "montaj" ses kayıtlarıyla bombardımana başladılar. Bu montaj kasetlere kendilerinden başka kimse inanmıyor. Türkiye'nin hedef ülke seçilmesinin asıl sebebi, mal, hizmet ve sermaye piyasalarının küreselleşmesi.. Dünyanın en büyük 16'ncı; Avrupa'nın 6'ncı ekonomisine sahibiz. Milli gelirimizin %50'si, dış ticaret, turizm, sermaye ve yatırımlardan oluşuyor...
Borsa İstanbul bireysel ve kurumsal yatırımcılar için çok ciddi kazanç kaynağı.. Yabancı yatırımcıların hisse senedi ve tahvildeki stokları 95 milyar doları buluyor. Türkiye son 12 yılda muhafazakâr demokrat bir hükümet eliyle tarihî reformları ve dev projeleri hayata geçirerek, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki Müslüman ülkeler için, müthiş bir örnek teşkil etti. İşte bunu hazmedemiyorlar. Mısır'daki Mursi yönetimi, Körfez ülkelerinin desteği ile -sıra kendilerine gelmesin diye- yıkıldı. Ama mızrak çuvala sığmıyor. Bütün yıkıcı planlar kısa sürede bozuluyor.
Başbakan Erdoğan, kelimenin tam anlamıyla dünya lideri oldu. Obama'yı bile gölgede bıraktı. Türk halkının %50'si başarılı politikaların siyasi mimarı Erdoğan'a büyük bir aşkla bağlı. "Cemaat"in kendisine açtığı savaşı bu yüzden ABD-İsrail merkezli siyasi komplo olarak algılıyor, dikkate almıyor.
30 Mart, Türk siyasi tarihindeki en önemli seçim. Herkes tarafını aldı, oyunu kullanarak, huzurunu bozmak isteyenlere en sert cevabı vermeye hazır. 31 Mart'ta yepyeni bir sayfa açılacak, düşmanlar kahrolacak, dostlar gülecek. Tarih böyle yazılır...