Dünya ülkeleri görülmemiş bir ekonomik krizin eşiğinde. Euro bölgesi ya dağılacak, ya bataktan çıkacak. Avrupa Merkez Bankasının tahvil alımına yeşil ışık yakan Almanya yine ortalığı karıştırdı. Almanya Başbakanı Merkel'e danışmanlık yapan akil adamlar komitesinin üyesi Peter Bofinger, euro bölgesi için parçalanma riskinin arttığını kaydederken Avrupa Merkez Bankasını göreve çağırdı. Bofınger Alman halkının Avrupa'da yeni kurtarma paketlerine karşı olduğunu belirtti. Borsalarda bugün görülen artış havasının temeli yok. Yatırımcılar günü değerlendiriyor. Yarını kimse göremiyor. Aynen sabah yuvalarından kursakları boş olarak ayrılan kuşlar gibi.. Ne bulurlarsa yiyorlar. Şirket kârlarında azalma başladı. Bu gelişme büyüme hızlarını aşağı çekiyor. Ortada trilyonlarca dolarlık zarar var. Yunanistan'ın geride kalan borçlarını da silme planları yapılıyor. Avrupa Merkez Bankası hâlâ düğmeye basmış değil. Başkan Draghi bugüne kadar topu hep liderlere attı. Oysa ay sonuna kadar acilen şok tedavi uygulamak zorunda. Zira yangın büyürse, bunun sonunda ortaya çıkacak likidite krizinde faturayı kimse ödeyemez. Şimdi bütün ümitler ABD Merkez Bankasında.. FED, 12 - 13 eylül tarihlerinde yapacağı toplantıda parasal genişlemeye giderse, borsalarda kısa süreli yeni bir ralli yaşanacak. Ama açılan yara kapanmayacak. Tabii bu arada Amerika'daki verilerin bozulması lazım. Draghi'nin, İspanya ve İtalya'nın kısa vadeli tahvil faizlerinin aşağı çekilmesine yönelik açıklamaları, bu ülkeleri daha fazla kısa vadeli kağıt satmaya zorluyor. Bu tablo bu ülkelerin yeniden finanse etmeye ihtiyaç duyacakları borç miktarını arttıracak.İspanya'nın iki yıl ve 10 yıl vadeli tahvillerinin faizleri arasındaki fark, 6 Ağustos'ta en az 20 yıllık sürenin en yüksek seviyesine çıkarken, İtalyan tahvilleri için aynı fark da rekor seviyeye yaklaştı. Avrupa Merkez Bankasının yaptığı, durumu daha kötü hale getiriyor. Kısa vadede bir ülke için çok tehlikeli, her geçen yıl daha fazla miktarda borç çevrilmek zorunda kalınacak. Merkez Bankası, bugün yaptığı açıklamada ilk rakamların ülkenin üçüncü çeyrekte yüzde 0,1 daralmaya işaret ettiğini belirtti. Ekonominin en az iki çeyrek üst üste daralması ülkenin resesyona girdiğini gösteriyor. İngiliz ekonomisinin fırtınalı sularda ilerlediğini söyleyen İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King, büyüme hızının 2014'e kadar kriz öncesi seviyeye gelmeyeceğini söyledi. İngiltere Merkez Bankası, büyüme tahminini Mayıs'taki yüzde 2.5 seviyesinden, yüzde 2 civarına indirdi ve enflasyonun da gelecekteki 2 yıllık dönemde yüzde 1.6 düzeyinde kalacağını öngörüyor.