Para biriminin değerini birebir etkileyen faktör faiz'dir. merkez bankaları ülke için faiz oranı belirler. Bu uygulamayı, ticareti yönlendirmek (ihracat ve ithalat) ve enflasyonu kontrol edebilmek için yapar Düşük faiz kredi maliyetini aşağı çektiği için ekonomik büyümeyi destekler. Kişiler ve firmalar kolayca buldukları kaynakla alışverişlerini ve yatırımlarını arttırırlar.Yüksek faiz tam tersi maliyetleri pahalılaştırdığı için kredi kullanımını azaltır, büyüme yavaşlar. Her ülkenin faizi tıpkı bir barometre gibi paranın gücünü veya zayıflığını gösterir. ekonomi güçlü ise tüketim artar , o ülkenin vatandaşları daha çok gezer ve para harcar, daha çok satınalma yapar, daha sık eşya değiştirir ve sonuçta fiyatlar artar. Ama ekonominin çarkları hızlı döndüğü için refah payı yükselir.
Enflasyon, merkez bankaları tarafından dikkatle izlenir. Eğer fiyat artışına seyirci kalınırsa o ülkenin parası satınalma gücünü yitirir, vatandaşlar her gün fiyatı artan ürünlerle karşılaşır. Maaşlar ay sonu gelmeden erir gider. Merkez Bankası para politikası kurulu her ay toplanıp faizlerle ilgili karar alır. Fiyat artışları korkutucu boyutlara ulaşmışsa, faizler yükseltilir, dolayısıyla para kıymetlenir, fiyat artışları tahminlerin altında kalmışsa, faizler düşürülür. Son 1 ay içinde gezi parkı olaylarıyla yaşanan gerginlik döviz kurlarını %5 yükseltti. Akaryakıta iki defa zam geldi. Ama elektrik ve doğalgaz fiyatları değişmedi. Bugün açıklanacak enflasyon rakamları beklentileri aşarsa, normal şartlarda faizlerin yükseltilerek piyasadan para çekilmesi lazım
Bir ülke faiz oranlarını yükselterek aynı zamanda yabancı yatırımı arttırmayı hedefleyebilir. Yatırımcı doğal olarak yüksek faize doğru hareket eder ve o ülkenin parasına olan talep artar. Ama işte burada faiz lobisi devreye giriyor. Hükümetin bu konudaki kesin tavrı, merkez bankasının elini kolunu bağlıyor. Burada geriye tek bir yol kalıyor, politika faizini ellemeden faiz koridorunu genişletmek. Dolaylı şekilde faiz artmış olacak, TL güç kazanacak, dövizin yönü aşağı dönecek. Ama bu gelişme kredi maliyetlerini yükseltecek. İlk olumsuz tablo konut sektöründe görülecek. Merkez Bankası hareketsiz kalsa, dolar alıp başını gidecek, ekonomik dengeler bozulacak, şirketlerin bilançoları bozulacak. Bu arada döviz borç alarak iş yapanlar, açıklarını kapatmak için dolara euro'ya saldıracak. Reel kesimin bugün 150 milyar dolar açık pozisyonu var. Böyle bir ortamda yeni yatırım planları rafa kaldırılacak. Çakallar pusuda bekliyor, ceylan kaçacak delik arıyor.