Cesur yürek!

A -
A +
Merkez Bankası merakla beklenen indirim kararını açıkladı, ancak bunu yaparken, faiz koridorunun üst sınırını değiştirmedi, %12'de sabit tuttu. Koridorun alt sınırını %8'den %7.50'ye, politika faizi olan 1 haftalık repo faizini 8.75'ten 8.25'e çekti. Bu azalttığı iki faiz oranının aslında piyasalara fazla bir faydası yok. Asıl etkili olacak faiz oranı koridorun üst sınırı. Bu oranı sabit tutan Merkez Bankası "benden borç isterseniz size yüzde 12'den borç verebilirim" diyerek piyasada faizlerin gerilemesini engelliyor. Özetle hükümetle ters düşmeye devam ediyor. Haziran ayı enflasyon rakamlarının yıllık bazda yüzde 9,16 ile piyasa beklentisi üzerinde gelmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve olası yeni kurulacak kabineye ilişkin belirsizlikler ve Türkiye'nin etrafındaki jeopolitik riskler korkutuyor. Irak, Ukrayna ve İsrail'in Gazze'ye saldırısı piyasalar üzerinde tehdit oluşturuyor. Bunun yanında ABD Merkez Bankasının özellikle istihdam verilerine bakarak faizleri hızlı artırabileceği ihtimali ihtiyatlı hareket etmek zorunda bırakıyor. Merkez Bankası politika faiz indirimine rağmen, üst sınırı, gerektiğinde fonlamayı bu seviyeden yapabilmek için %12'de tutuyor. Zaten faiz indirimlerinin ölçülü olmasının nedeni, bir anlamda faizi gerektiğinde yeniden yükseltebilmek; yani 28 Ocak gecesini bir daha yaşamamak...
Biliyorsunuz ocak ayında dolar serbest piyasada 2.350 TL'yi aşınca merkez bankası faizi 7.75'ten %12'ye, 1 haftalık repo faizini %4.5'tan %10'a çıkararak kurlardaki artışı frenlemişti. Ama bankaların kredi faizlerini artırmalarından gayrimenkul sektörü çok ağır bir darbe yemişti. Bugün konut kredileri 0.91'e kadar düştü. Özetle Merkez Bankası üst bandı %12'de tutarak kendini koruma altına aldı. Türkiye'nin Mayıs ayı sonu itibarıyla vadesi 1 yıl veya daha az olan dış borç tutarı 169 milyar doları aştı. Bu borcun 24 milyar doları kamu; 143 milyar doları özel sektöre, 2 milyar doları da Merkez Bankasına ait. 12 aylık cari açık rakamı  52,6 milyar doları eklerseniz Türkiyenin 12 ay içinde ödemesi gereken kısa vadeli dış borç toplamı 221,6 milyar dolar olarak karşımıza çıkıyor. Özetle her ay 18.4 milyar dolara ihtiyaç var. Bu paranın büyük bölümü sıcak parayla sağlanıyor. Yurt dışından fon girişi için tahvil faizlerinin cazibesini koruması gerekiyor.
Sonuç: Döviz değer kazanırsa, maliyetler yükseliyor, enflasyon artıyor.. Döviz zayıf kalırsa, maliyetler azalıyor, enflasyon geriliyor, böylece faiz indirimi için zemin oluşuyor. Kararı siz verin kim haklı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.