Ekonomik büyümenin motoru ihracat değil, iç talep artışıdır. Çin ve Hindistan bu sistem sayesinde ayakta durabiliyor. Avrupa ve ABD, tüketim azaldığı için, küçülüyor. Talep açısından, yurt içindeki toplam üretimin dağılımını iki bölüme ayırabiliriz. Birincisi, yurt içindeki üretimin iç talep yoluyla satın alınması. Diğeri yurt içindeki üretimin yurt dışı tarafından satın alınması. Dolayısıyla, yurt içindeki üretim artışı bu iki talebin toplamına eşit. Yani ne kadar talep o kadar üretim... Yurt içinde oluşan toplam talepten ithalat çıkarılırsa, yurt içinde üretilen talebi buluyorsunuz. Yılın ilk çeyreğindeki yüzde 3,2'lik büyümenin büyük bölümü net ihracattan kaynaklandı. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 13 oranında artarken ithalatta yüzde 5'lik daralma oldu. Net ihracatın büyümeye katkısı 3,2 puan... Büyüme düşük kaldı ama en azından cari açığı düşürdük diyebiliyoruz. Türkiye ekonomisi iç talep artışı olmadan ancak bu kadar büyüyebiliyor. Merkez Bankası döviz kurlarındaki yükselişi engellemek için faiz koridorunu daraltmıyor. Ama baktı olacak gibi değil, fonlama faizini aşağı çekti, tahvil alımları patladı, döviz de düşük kaldı. Bu gelişme Türk ekonomisine ivme kazandırmaya başladı. Haftaya açıklanacak haziran ayı sanayi üretim verisi bize bu konuda net bir fikir verecek. İç talebi canlı tutmak lazım, ama cari açığı arttırmadan. Çalışan kesimin ücretini artıracaksınız, vergileri düşüreceksiniz. Böylece denge sağlanır. Çok para kazanan, çok para harcar. Böylece şirketler tam kapasiteyle çalışır üretim artar. Üretim artışı fiyatları aşağı çeker, vergi gelirlerinin çoğalmasını sağlar, devlet de kazanır. Bir yol daha var, zenginlerden daha çok vergi alacaksınız. ABD ve Fransa bu uygulamayı hayata geçiriyor. Asıl tasarrufu yapacak olan varlıklı kesim. Fakirler zaten aldıkları parayla ayın sonunu getiremiyor. İç talebi biraz canlandırmak işin en kolay yönü. Yılın ikinci yarısında yatırımların artmasını sağlayacak temel bir teşvik unsuru devreye girdi, o da daha önce açıklanan ve artık yasal altyapısı ve ikinci mevzuatı da büyük ölçüde tamamlanan yeni teşvik sistemi. Müteşebbisler açısından bu teşvik sisteminde ilk defa uygulamaya konulan en önemli etken, bölgelere göre değişen oranlarda olsa da yatırım harcamalarının yapıldığı sırada yatırımcının diğer kazançlarından indirim imkânı var. Yatırımlara sağlanan avantajlar anlamında 6. bölgede yararlanılabilecek teşvik unsurları daha fazla. Her şeye rağmen bu illere gitmek istemeyecek yatırımcılar bakımından özellikle 5. bölge teşvikleri de azımsanmayacak boyutta.